🐭 Ülkemizde Kitap Okuma Oranı Neden Düşüktür
KOhb4w. Photo by Priscilla Du Preez on UnsplashKitap okuma oranın günden günden arttığı bir ülkede yaşıyoruz. Okuma oranı artıyor fakat sayı olarak artıyor. Biz biliyoruz ki bir eylemin sayısı onun kalitesini belirlemez. Bu yazıda buna değinmek istiyorum. “Evet okuyoruz ama nasıl okuyoruz? Okuyoruz ama etkili mi okuyoruz yoksa sadece okuyup mu geçiyoruz?” konusu okuma üzerinde büyük raporlar veya istatistikler mevcut değildir. Genel olarak bu konular üzerine Türkiye’de çok yetersiz kalmaktadır. Örneğin Kitap okuma oranları satış veya basım üzerinden ilişkilendiriliyor. Bu ilişkilendirme baştan aşağı mantıksız bir ilişkilendirmedir. Bakanlık çalışmalarına göz attığımızda, bu çalışmaların birçoğu güncel olmayan çalışmalardan oluşmaktadır. Yazıda veri kullanmayı çok isterdim bu yetersizlikler beni bundan tek arzum var; okumak, okumakAmin MaaloufKitapların ÖnemiKitap çoğu düşünüre göre bilgi ve duyguların en iyi aktarım aracıdır. 21 Yüzyılda bu durum hâlâ geçerliliğini korumakta. Binlerce yıldır kitaplar sayesinde düşüncelerimizi çağdaşlarımıza ve sonraki kuşaklara iletebiliyoruz. Kitaplar sayesinde düşüncenin yayılabilmesi insanlık tarihi gelişimi için etkili bir yol olmuştur. Her yüzyılın insanları kendinden önce gelenlerin eserlerini incelemiş ve onun üstüne kendi düşüncelerini eklemişlerdir. Bu şekilde yüzyıllar boyunca yeni düşünceler ortaya çıkmıştır. Aslında kitap sadece bir düşünce aracı değildir, Duyguların da aracıdır. Bunaltıdan kaçanların kalem salladıkları yerlerdir kitaplar. Kendini ifade etmek ve bilimsel bilgiyi kaydetmek gibi her konuda insanlar kitapları iyi bir aktarım aracı olarak tercih ettiler. Özellikle hikayeler ve romanları okunmaktan ziyade ben olanın ifade edilmesi için kitaplar okumak, geçmiş yüzyılların en iyi insanlarıyla sohbet etmek DescartesOkuyoruz da Nasıl Okuyoruz?Çağın koşullarına bağlı olarak Kitaplara ulaşmanın kolaylaştığı bir zamanlarda yaşıyoruz. Online uygulamalardan otogar büfelerine kadar birçok yerde kitap satışı yapılıyor. Satışı yapılan kitapların fiyatları da makul ölçüdedir. Bu gelişmeler özellikle gençlerin kitapla iç içe olmasını sağlamıştır. Sosyal ağların etkisiyle kitap çoğu kişi tarafından bilinen bir araç olmaya başlamıştır. Sabahattin Ali’yi duymayan yoktur, Nazım Hikmet’in bir şiirine mutlaka denk geliriz. Bunlar gelişen kitle iletişim araçları sayesinde mümkün olmaktadır. Kitap ve yazarların bilinirlik ölçeğinde bir artışından söz edebiliriz. Bir düşünce olarak şu noktaya gelmek istiyorum Her şey gibi kitapta artık tüketilen bir şey midir? Cevap evet kitaplar da artık çoğu güzel şey gibi tüketilmektedir. Yazarların en büyük problemlerinden biri anlaşılma kaygısıdır. Birçok yazar bu yüzden eser üretirler. Eserlerin tüketimi ise anlaşılmamasına yol açmaktadır. Okurlar sadece okuyor üzerinde düşünmek veya anlam arama çabasına çoğu zaman girmiyorlar. Bir kitabı okudum demek anladım demek ile eş anlamlı olmamıştır. Kitaplar sadece bir avuç yazı değildir. Derin okuyucular bunu çok iyi anlamıştır. Bazen bir okurdan kitapta kayboluyorum sözünü işitirseniz biliniz o okuyucu etkili okuyucudur. Kitapların bilinirliği artmakta fakat anlaşılma düzeyi zaman içinde düşmektedir. Bunun en büyük örneği üniversiteye giriş sınavlarında Türkçe ders netleridir. Çoğu sorusu okuduğunu anlama üzerine olan bu testlerde ülke olarak sınıfta kalmış gibi gözüküyoruz. Bunun en büyük nedeni okurluğun az olması bunu zaten çoğumuz biliyoruz. Eklenmesi gerekilen nokta okurluğumuz artsa dahi anlama işinin aynı düzeyde kalmasıdır. Dediğim üzere metinler tüketilecek şeyler değildir. Onlar anlaşılmak ve anlatmak için vardır. Kitaplar birçok türde olabilir fakat ortak noktaları anlaşılmak için var oku, ancak şunu unutma kitap, kitaptır. Sen, kitapla değil, aklınla hareket et!Maksim GorkiEtkili Okuma KonusuBirçok yerde etkili okumanın ipuçlarını veren yazılara denk gelmişizdir. Bu kısım bunlardan farklı bir noktaya dikkat çekecektir. Okuma eylemi kişinin kendi alandır. Yine kendini en iyi anlayan organizmadır insan. Öncelikle kişi kendini anlamalı ve okuma işinde etkili olmayı nasıl başaracağını anlamalıdır. Not tutmak elbette etkili bir yöntemdir. Bunun gibi yüzlerce yöntem mevcut. Benim yegane tavsiyem kişinin yöntemlerini kendisinin bulmasıdır. Bu yöntem ilginç olabilir bunda sorun yoktur. Örneğin şarkıya bir kitap karakterini uyarlayarak okuma yapabilirsiniz bu size kalmış. Bu konuda özgün olmaktan korkmayın. Okumak kadar güzel bir eylemi en iyi haliyle yapmaya çalışın.
Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri de okuma yazma oranının ve düzenli kitap okuma oranının çok düşük seviyelerde olması. İngiltere ve Fransa ile aramızda uçurum var2011 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığınca hazırlanan "Türkiye Okuma Kültürü Haritası"ndaki sonuçlara göre, Türkiye'de nüfusun %30'u okuma yazma bilmezken, düzenli kitap okuyanların oranı ise % Bu oranın değişmesi için eğitim kurumları ve sivil toplum kuruluşları özel projelerle halkı bilinçlendirmeye ve Fransa'da düzenli kitap okuma alışkanlığı %21 iken, bu oranın Türkiye'de % olduğuna dikkat çeken Anabilim Eğitim Kurumları İcra Kurulu Başkanı Serkan Kılıç, "Anabilim Eğitim Kurumları olarak Anaokulundan-Lise dönemine kadar öğrencilerimize özel okuma saati uygulaması vererek bu bilinci aşılamak için elimizden geleni yapıyoruz. Öğretmenlerimizin kontrolü ile öğrencilerimiz güne okuma saati ile başlıyor. 20 dakikalık özel okuma saatinin ardından, günlük eğitimlerine devam ediyorlar. Bu çalışma sonucunda yaptığımız araştırmalarda gördük ki geçtiğimiz yıldan bu yana okulumuzda eğitim gören öğrencilerin düzenli kitap okuma alışkanlığı %15 den %21,5'lere çıktı. " ifadelerini alışkanlığının çocuklar için önemiOkuma alışkanlığının sağlıklı olması, en başta ebeveynlere bağlı. Okuma alışkanlığı, çocukların zihinsel, duygusal ve sosyal gelişiminde onlar için oldukça önemli. Sağlıklı olduğu takdirde okuma alışkanlığı, çocuğun hayal gücünü geliştiriyor, dil gelişimini doğrudan etkiliyor ve kendini ifade etmesinde ona destek oluyor. Ayrıca düzenli ve planlı olmayı öğretiyor.
Ülkemizde her gün yeni bir kitap yayınlanıyor ama her gün yeni bir okur daha kazanmak yerine, var olan okuyucuyu da yavaş yavaş kaybediyoruz. Gittikçe düşen okuma oranımız şu anda korkunç bir neden kitap okumuyor? Ülkemizde her gün yeni bir kitap yayınlanıyor ama her gün yeni bir okur daha kazanmak yerine, var olan okuyucuyu da yavaş yavaş kaybediyoruz. Gittikçe düşen okuma oranımız şu anda korkunç bir vaziyette. 2Geçtiğimiz yıllarda yayınlanmış bir rapora göre, bir Türk 10 yılda 1 kitap okuyormuş. 10 yılda 1! Uluslararası Yayıncılar Birliği’nin 2016 yılı verilerine göre Türkiye'de kişi başına kitap düşüyor. TÜİK verilerine göreyse kitap okumak Türk insanının ihtiyaç listesinde 235'inci sırada...3Vakitsizliktenmiş!.. İnsanlara neden okumadığı sorulduğunda, verdikleri cevap sanki aralarında sözleşmişler gibi hep aynı Vakitsizlik!Aslında vakit var ama telefona bakarak gün sosyal medyada bir video gördüm, ne kadar üzüldüğümü tarif edemem. Videoda spiker iki soru soruyor. İlk sorusu, "Üç evlilik programı sunucusu ismi söyler misiniz?" oluyor ve mikrofonu kime doğrultursa doğrulsun cevap alıyor. İkinci soru olarak, dünya klasiklerine üç örnek vermeleri isteniyor ve insanlarımız evlilik programı sunucularını neredeyse kütüklerine kadar sayacakken, 3 dünya klasiği söyleyemiyor. Türk halkı olarak ne yazık ki Dostoyevski’yi, Maksim Gorki’yi, Balzac’ı, Tolstoy’u, Victor Hugo'yu ve onlar gibi nice yazarı tanımıyoruz. Kitapları hakkında hiçbir fikrimiz halen Sabahattin Ali’nin 'Kürk Mantolu Madonna' kitabını, şarkıcı Madonna'nın hayatı sananlar, bırakın dünya klasiği yazarlarını ya da eserlerini, dünya klasiğinin ne olduğunu bile bilmeyip aklını gereksiz tüm bilgilerle doldurup taşıranlar gitme oranı, kütüphane ve kitap fuarlarının önüne geçmiş durumda ise, cahil kesimin oluşmaması nasıl mümkün olabilir ki?6Kitap okumak insanı oturduğu yerden başka dünyalara yolculuk yaptıran en güzel, en konforlu ulaşım aracıdır. Kitap okumak insanın hayal gücünü geliştirdiği gibi; aklını, fikirlerini, hayata bakışını da değiştirip geliştirir. Aynı zamanda akıllı telefonların bizi aptallaştırmasını önleyecek en etkili ilaçtır... Kitap okumak tüm bunların yanında başka hayatları da tanımak demektir. Bazen en yakın arkadaşınız yanınızda duran değil, okuduğunuz kitaptaki bir karakter olabilir. Ya da bazen okuduğunuz bir kitabın karakterine aşık olabilirsiniz!Her ne kadar gerçekleşmesi mümkün bir aşk olmasa da, kitap karakterine duyulan aşk, yine de insanı her gün okumaya iten bir neden olabilir. Sırf onunla karşılaşmak, onun ne yaptığını merak ettiğiniz için bile alıp okursunuz kitabı. Böylelikle kendinize okumayı da sevdirmiş olursunuz. Bahaneniz olur okumaya...7Okumamız gereken tek şey kitap değil elbette. Gazete, dergi, makale de okuyup ülkemiz ve dünyada neler olup bittiğinden haberdar olmamız gerekiyor. Herkesin takip ettiği en az bir köşe yazarı olması gerektiğini düşünüyorum ben. Fikri olmayan insanın ne kendisine faydası olur ne de ki okumaya niyeti olsun insanın. Elbet bulur okuyacak şey. Ne de olsa yazarı okurundan çok olan bir ülkede yaşıyoruz! Tezer Özlü var mesela. En çok 'Yaşamın Ucuna Yolculuk' kitabı güzeldir bana göre. Hemen hemen her yerde karşımıza çıkan, yağmur damlalı resimlerin vazgeçilmez aforizması Göğe Bakma Durağı' şiirinin sahibi Turgut Uyar'ın daha ne aforizma olacak şiirleri var mesela, bir bilseniz... Hele Nazım Hikmetin Vera’ya yazdığı şiirleri bir okusanız, aşkın ne demek olduğunu görseniz...Sadece eskiyi değil, yeniyi de okumalı insan. Mesela Ece Temelkuran'ın en az 2-3 kitabı bulunmalı bir kütüphanede. Elif Şafak’ın da öyle. Sonra Ahmet Ümit, Sunay Akın, Orhan Pamuk, Zülfü Livaneli ve daha nicesi. Hepsi okunası, alanlarında başarılı yazarlarımız...9Yani diyeceğim o ki; okumamız gerekiyor. Okuyarak ruhumuzu genişletip geliştirmemiz gerekiyor. Çünkü insan kendisini geliştirmedikçe, çevresini de geliştiremez...
Kitaplar benim için uçsuz hayal gücü dünyasına girişi sağlayan sihirli anahtarlar gibidir. Her kitap canlı bir varlık gibi yüzlerce, binlerce değişik bilgiyi aktaran bilgi hazineleridir. Ülkelerin gelişmişlik düzeyine baktığımız zamanda kitap okumanın önemi açık bir şekilde görülebiliyor. Bugün ve yarın sürecek bu yazılarımda kitapların önemi, ülkemizde kitap okuma alışkanlığı, kitap okumanın toplumun gelişmişlik düzeyine katkısı gibi araştırmalara dayanan somut verilerden bahsedeceğim. Kitap okuma alışkanlığı ile ilgili yapılan araştırmalar sonucunda ülkemizin dünya kitap okuma oranları en az olan ülkeler arasında yer aldığı görülmektedir. İngiltere merkezli Dünya Kültürü Puan Endeksi’ne göre, Dünyada en çok kitap okuyan ülke olarak Hindistan ilk sırayı alırken Türkiye yapılan sıralamada 18. sırada yer alıyor. Kitap okumak insanların kişisel gelişimleri için olduğu gibi toplumun gelişimi içinde oldukça önemlidir. Dünyada hızla gelişen ve gelişmiş ülkelere bakıldığında oldukça yüksek kitap okuma oranları ile karşılaşılmaktadır. Yapılan sıralamada Hindistan ilk sırayı haftada yaklaşık 11 saat kitap okumaya ayırıyorken bu oran ülkemizde çok fazla düşmekte ve haftalık kişi başına 5 saat 54 dakika olarak bulunuyor. Bu oranın oldukça düşük olmasının sonuçları ise ülkemizin bir türlü gelişmiş ülkeler arasına girmemesi ile ortaya çıkmaktadır. 2018 Yılında OECD tarafından yapılan araştırmanın sonuçları ayrıca ülkemizde her geçen yıl kitap okuma oranının düştüğünü de ortaya koymaktadır. Belirlenen bu okuma oranının içinde çeşitli yazılı basın kaynaklarının olduğu da bilinmekte ve aslında Türkiye’de kitap okuma oranları çok daha düşük olarak yer almaktadır. Daha açık bir ifade ile Türkiye’de her yüz kişiden sadece dördü kitap okuyor. Ülkemizde ki kitap okuma oranını ile diğer ülkelerin kitap oranları arasında ki farkı daha basit bir şekilde anlatan durum ise Türkiye’de kişiye bir kitap düşerken Japonya’da kişi başına 25 kitap düşmesi ile anlatılmaktadır. Bir yıl için ortalama olarak belirtilen bu rakamın değişmesi için ise yeterli bir çaba gösterilmediği de maalesef görülmektedir. Neredeyse bütün insanlar kitap okumanın önemli olduğunu belirtmekle birlikte bunun neden önemli olduğu konusunda bilgi sahibi olmamaktadır. Kitap okumanın gerçekten önemli olduğu da özellikle hızla gelişen Asya ülkelerinde ki yüksek kitap okuma oranları ile zaten kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. En çok kitap okuyan 10 ülkeye baktığımızda bunun 6’sının Asya Ülkesi olduğunu görüyoruz. Kitap okuyan kişilerin hayata bakış açılarının genişlemesi, bilgi dağarcıklarının artması, kelime haznelerinin genişliyor olması ile başlanarak kitap okumanın onlarca faydası sayılabilir. Bireyleri kitap okuma alışkanlığını aşılayabilmiş toplumların daha huzurlu ve daha mutlu oldukları ise yadsınamaz bir gerçektir. Çünkü okuyan insan bilgiye ulaşır ve artan kültür, bilgi düzeyinden ötürü daha rasyonel davranır. Ayrıca kitap okurken olaylara başka insanların gözü ile bakmak yani empati yapma özelliği de kazanıldığından bireyler karşılarında ki kişilere karşı daha hoş görülü olabilmektedirler. Her şeyden önemlisi kitap okumak insanın anlama yeteneğini geliştirir ve hayatta daha başarılı olmasını sağlar. Kişinin kitap okuması onun aydınlanması doğal olarak içinde bulunduğu toplumunda aydınlanmasını sağlayacaktır. Çünkü kitap okuyan kişi çevresindeki yanlışlıklara karşı duyarsız kalmaz ve düzeltmek için girişimlerde bulunur. Hayal gücünün gelişmesinde kitap okumanın önemli bir yeri olduğu bilinmekte ve birçok mucidin de çok okuyan kişiler oldukları bilinmektedir. Peki bu kadar çok faydası olduğu bilindiği halde neden kitap ülkemizde bu kadar az okunuyor? Bu soruya verilecek en doğru cevap ise kitap okumanın küçük yaşta kazanılan bir alışkanlık olduğu ve ailelerin bu konuda yeterli duyarlılığı göstermediği gibi okullarda da çocuklara kitap okuma alışkanlığının kazandırılmasında başarılı olmadığıdır. Birçok kişide kitapların pahalı olmasını neden olarak göstermekte ve bütçelerinde kitap almak için bir yer ayıramadıklarını söylemektedirler. Kitap fiyatlarının görece diğer ülkelere göre orantıya göre yüksek olduğu ülkemizde insanlar yazarların çok fazla kazandığını düşünüyor olsa da bu yanlıştır. Çünkü yazarlar kitaplarından telif hakkı olarak değişiklik göstermekle birlikte %40 ile 10 arası bir ücreti kitap başına almaktadırlar ki bu aslında oldukça düşüktür. Kitapları basan yayınevleri de sanıldığı gibi çok kazanmaz çünkü yüksek kağıt maliyetleri ile kitap basmak oldukça maliyetli olmaktadır. Peki kitabı pahalı yapan ne dendiğinde alınan vergiler, kitap basım maliyetleri olarak düşünülmektedir. Ülkemizde zaten düşük olan kitap okuma alışkanlığı kağıda gelen zamlar ve yüksek vergiler ile kitap satın almayı daha çok güçleştirmektedir. Son yapılan vergi düzenlemesi ile yayınevinden kitabın çıkışı sırasında ki vergi artık alınmıyor olsa da kitapçılar için hala vergi uygulamasının devam ediyor olması kitap fiyatlarında ki vergi yükünün devam ediyor olmasına neden olmaktadır. Kitaplarda verginin düşürülmesi ve mümkünse hiç alınmaması toplumun okuma alışkanlığına katkı sağlayacaktır. Devletin okuyucuları, yazarları, yayınevlerini daha çok kitap için, daha çok okumayı teşvik etmesinden daha güzel bir şey olduğunu zannetmiyorum. Hatta bunu örneklendirecek olursak Avrupa Bölgesinde indirimli KDV benimsenirken yalnızca İngiltere ve İrlanda kitaptan hiç vergi almıyor; Latin Amerika’da ise Şili haricinde genel olarak sıfır vergi uygulanıyor. Eğitim seviyesinin yüksek olduğu Japonya’da standart KDV oranı olan yüzde 8 kitap için de geçerli. Kitap okuma alışkanlığı kazanılmasının teşvik edilmesini isteyen çevreler kitaptan alınan vergilerin düşürülmesi ve kitaba ulaşmanın daha kolay olmasının sağlanmasını istemektedirler. Zaten ülkemizde basılan kitap sayısının az olması aslında devlet için vergi getirisinin de az olmasını sağlamaktadır. Oysa kitaptan alınan vergiler düşürülerek kitap fiyatlarının ucuzlaması sağlandığı takdirde kitap satışlarının artacak olması ile aslında elde edilen vergi geliri kitap başına düşse de genel anlamda artmış olacaktır. Ve hatta kitaplardan alınan vergilerin kaldırılması toplumun kültürel gelişimine sağlayacağı katkıyı düşündüğümüzde mantıklı bir öneridir bana göre. Dünya kitap okuma oranları araştırıldığında kitap okuma oranı ile başı çeken Hindistan, Çin, Tayland, Tayvan gibi ülkelerin kitaplardan sıfıra yakın veya hiç vergi almadıkları görülmektedir. Bu şekilde düşük kitap fiyatları da ulaşılmasını kolaylaştırmaktadır. E-kitap uygulamalarının da vergiden muaf olması kitap okumayı teşvik edici olmaktadır bu ülkelerde. Kitap fiyatlarının yüksek olması aslında okunmuyor olması ile de alakalıdır. Şöyle ki kitapçılara gittiğinizde görebileceğiniz gibi çok satan kitapların fiyatları biraz daha düşüktür. Bunun nedeni ise az sayıda basılan kitap için harcanan birim başı maliyetin artıyor olmasıdır. Daha çok sayıda basılan kitap için yayınevi gerekli hammaddeyi daha çok ve daha ucuza alabilmekte maliyette düşmektedir. Yani anlayacağınız değerli okurlarım, bir hazine niteliğinde olan kitaplar okuyuculara ulaşana kadar onlarca maceradan geçiyor…
8 Aralık 2017 Kültür&Sanat 392 GörüntülemeKitap okumak, bilginin anahtarıdır. Kitap okumak, size sınırsız hayal dünyasının kapısını açar. Kitap okumayan çok şey kaçırmış demektir. Kitap okumak bir hobi değildir. Boş zamanlarınızı doldurmak için bir araç değildir. Kitap okumak, keyifir, terapidir, gereksinimdir. Kitap okumak bigidir. Her kitap farklı bir bilgi hazinesidir. Hemen hemen her türde ve her konuda kitaplar yayınlanmaktadır. Roman, masal, biyografi, tarih, kültür ve sanat, deneme,kişisel gelişim, çocuk bakımı, psikoloji, şiir bu çeşitler saymakla bitmez. Kitaplar bu kadar çeşitliyken ve bu kadar önemliyken okumamak neden? Maalesef ki ülkemizde kitap okuma oranları düşüktür. Bunu etkileyen gelişen teknoloji değildir. Tabii ki etkisi vardır ama ana sebep bu değildir. Kitap okuma alışkanlığı edinilmemiş olmasıdır asıl sebep. Mutlaka okuma alışkanlığı edinmeliyiz. Çocuklarımıza da bu alışkanlığı mutlaka boyu yaşadığımız tüm stres ve sıkıntılardan kaçıp sığınabileceğimiz güvenli limanımızdır kitap okumak. Çünkü, bir çeşit terapidir. Çok sevdiğiniz bir romanı elinize alıp, romanınızın içerisinde geçen hikayeye kendinizi kaptırdığınızda, gün boyunca o ana dek yaşamış olduğunuz tüm sıkıntılar bir anlığına dahi olsa hafifleyecektir. Bu kadar kolay başka bir terapi yöntemi yoktur. Bu sadece romanlar için geçerli değildir. Çok sevdiğiniz bir iş adamının yada sanatçının biyografisi olabilir ya da detaylarını merak ettiğiniz bir dönemin tarih kitabıdır. İnternette okuyacağınız hiç bir şey elinize aldığınız kitabı okumak kadar keyif verici olmayacaktır. Kitap okumanın önemini özetleyerek okumak hayal dünyanızı genişleterek size yeni ufuklar okumak, bakış açımızı değiştirerek kişisel gelişimimizi okumak, diksiyonumuzu ve kelime haznemizi geliştirerek etkili, güzel ve akıcı konuşmamızı okumak, bilgi birikimimizin artmasını sağlar. Her kitap, içerisinde farklı bilgiler barındıran bir okumak, empati kurabilmektir. İlginizi Çekebilir Türk Tarihindeki Beş Kadın KahramanMevzu vatanın savunulması olduğunda cesur Türk kadınları da eline silah alıp savaşmış ve büyük kahramanlıklar …
ülkemizde kitap okuma oranı neden düşüktür