🧩 Atom Modelleri Ve Gelişimi Proje Ödevi

ATOMMODELLERİ İnsanoğlu en az 2500 yıldır maddenin yapısı hakkında araştırmalar yapmakta, fikirler geliştirmektedir. Bugün bilim adamlarının çözmeye çalıştığı bu tür sorunlarla eski çağlarda filozoflar uğraşırdı. İ.Ö 5. yy.da, Yunan düşünürü Democritos bütün maddelerin daha fazla bölünmesi imkansız küçük parçalara ayrılıncaya kadar Projeve performs ödevleri 2007-2008 ÖĞRETİM YILI PERFORMANS VE PROJE GÖREVLERİ 6.SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ PERFORMANS GÖREVLERİ LİSTESİ 1. Mikroskopların tarihi gelişimini araştırma. 2. Mikroskop; kısımları, çeşitleri, mikroskop kullanım kuralları. 3. Hücrenin genel şekli ve kısımları. (Poster hazırlama) 4. ModellemeninYönleri – Eğitim – Essay – Ödev – Tez – Makale – Çeviri – Tez Yazdırma -Tez Yazdırma Fiyatları AtomModellerinin Kronolojik Sıralaması. Atom modelleri 5 tanedir ve kronolojik sıraya göre şunlardır: Dalton Atom Modeli. Thomson Atom Modeli. Rutherford Atom Modeli. Bohr Atom Modoli. Modern Atom Teorisi (Bulut Modeli) Şimdi bu modelleri sıraysıyla görelim. 7 SINIFLAR FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ PROJE GÖREVİ KONULARI. 1.Yenen bir yemeğin sindirim kanalından geçişini açıklayan kavram şeması hazırlama. 2.Koyun böbreğinin incelenerek kısımlarının çizilmesi. 3.Görme olayı ile ilgili model yapımı. .4.Kinetik ve potansiyel enerji ile ilgili deney düzeneği hazırlamak. 1 ATOM MODELLERİNİN TARİHİ GELİŞİMİ Thomson Atom Modeli : (1902) üzümlü kek şeklindeki atom modeli; Thomson atom altı parçacıklar üzerinde çalışmalar yaparken icat ettiği katot tüpü yardımıyla 1887 yılında elektronu keşfinden sonra kendi atom modelini ortaya attı. AtomModelleri ve Tarihçeleri 1. Dalton Atom ModeliBilimsel anlamda ilk atom modeli 1807 yılında Dalton tarafından geliştirildi. Dalton, elementlerin ve bileşiklerin birbirine aNfM. 1. ATOM MODELLERİNİN TARİHİ GELİŞİMİ Thomson Atom Modeli 1902 üzümlü kek şeklindeki atom modeli; Thomson atom altı parçacıklar üzerinde çalışmalar yaparken icat ettiği katot tüpü yardımıyla 1887 yılında elektronu keşfinden sonra kendi atom modelini ortaya attı. Thomson'a göre Atom dışı tamamen pozitif yüklü bir küre olup ve negatif yüklü olan elektronlar ise kek içerisindeki gömülü üzümler gibi bu küre içerisine gömülmüş hâldedir. Rutherford Atom Modeli 1911 güneş sistemine benzeyen atom modeli; Thomson'm modeline pek inanmayan Rutherford ünlü alfa saçılması deneyi ile kimya tarihine nükleer atom kavramım sokarak yeni çığır açmıştır. İnce altın levhayı radyoaktif atomların yayınladıkları alfa ışınlarıyla bombardımana tabii tutan Lord Ernest Rutherford gözlemlerine ve deneylerinin sonuçlarına dayanarak, atomun Thomson tarafından hayâl edilmiş "fon statik topluluk olamayacağına hükmetti. Ve atomun yapısını, topta gezegenlerin Güneş'in etrafında gravitasyon kuvvetinin etkisiyle dolandıkları gibi gibi elektronlum da pozitif yüklü bir çekirdeğin etrafında elektriksel çekim kuvvetinin etkisi alanda dolanmakta olduğu dinamik bir model olarak açıkladı. Bohr Atom Modeli 1913 kuvantum teorisinin sahneye çıkışı; Rutherford atom modeli üzerinde kafa yoran Danimarkalı fizikçi Niels Bohr, klasik fizik gereği çekirdeğin etrafında dolanan elektronların ivmeli hareketlerinden dolayı, enerji kaybederek çekirdeğe düşmeleri gerektiğini düşündü. Ama hiç de böyle olmamakta ve atom kararlılığını muhafaza etmektedir. Bohr atomun bu karalılığını; 1. Elektron hareketlerinin ancak belirli yörüngeler enerji seviyeleri üzerinde mümkün olmasıyla, 2. Elektronun, bir yörüngeden bir başkasına geçişini ise belirli bir miktarda bir kuvantum miktarında bir enerji kazanmasına ya da kaybetmesine bağlı olduğuna, ve 3. Bir atomda, elektronların daha da alana düşmeyecekleri bir en alt enerji düzeyinin var olmasıyla açıklamaktadır. De Broglie'un Atom Modeli 1923 Broglie'un dalga modeli; Bohr’n atom modeli elektronların yörüngeler arası geçişlerin mümkün kılan “enerji kuvantum sıçramaları” açıklamakta yetersiz kalmaktaydı. Bunun çözümü Fransız fizikçisi Prens Victor De Broglie tarafından teklif edildi. De Broglie bilinen bazı taneciklerin uygun koşullar altında tıpkı elektromanyetik radyasyonlar gibi, bazen de elektromanyetik radyasyonların uygun şartlarda tıpkı birer tanecik gibi davranabileceklerini düşünerek elektronlara bir "sanal dalga”nın eşlik ettiği öne sürerek bir model teklif etti. Bu modele göre farklı elektron yörüngelerini çekirdeğin etrafında kapalı dalga halkaları oluşturmaktaydılar. Born'un Atom Modeli 1927 olasılık kavramına dayanan atom modeli; Almanya'lı kuramsal bir fizikçi olan Born Heisenberg'in belirsizlik ilke katlamakla beraber bir takım olasılık ve istatistiki hesaplar neticesinde bir elektronun uzaydaki yerini yaklaşık olarak hesap etmenin mümkün olabileceğini öne sürdü. Born Schrödinger'in dalga denklemini olasılık açısından yorumlayarak dalga mekaniği ile kuvantum teorisi arasında bir bağıntı kurdu. Böylece elektronun uzayın bir noktasında bulunması ihtimalinin hesaplanabileceğini göstermiş oldu. ATOM MODELLERİ Bugün bildiğimiz atom bilgisi, teorik ve deneysel konularda yıllardır sürekli yapılan çalışmaların bütünüdür. Çalışmalar sonucunda atomun var-im ı kesin bilgi hâlini aldıktan sonra, onları daha yakından tanımak, özelikleri ile ilgili araştırma ve incelemeler yapmak için modeller tasarlanmaya başlanmıştır. Model, bir konu ya da olayın anlaşılmasını kolaylaştırmak amacıyla tasarlanır, ancak olayın gerçek niteliğini belirtmez. Atom modelleri; ilim adamları tarafından hayal edilmiş tablolardan ibarettir. Bunlar atomu doğrudan doğruya gözlemleyerek yapılan tasanlar Değildir. En sade atom modelinde atomlar, içi dolu esnek küre olarak kail edilir. Şimdi atom modellerini inceleyelim. DALTON ATOM MODELİ Sabit oranlar kanunu ve katlı oranlar kanunu olarak gördüğümüz bileşik-i terdeki kütlesel ilişkilere bakarak 1803 yılında John Dalton, maddelerin çok çok küçük yapı taşlarının topluluğu halinde bulunduğu, fikrini ileri sürdü. Dalton atom teorisi olarak ortaya konulan temel özellikler şunlardır; 1. Maddelerin özelliklerini gösteren birim parçacıklar atomlar veya atom gruplarıdır. 2. Aynı cins elementlerin atomları birbirleriyle tamamen aynıdır. 3. Atomlar içi dolu kürelerdir. 4. Farklı cins atomlar farklı kütlelidir. 5. Maddenin en küçük yapıtaşı atomdur. Atomlar parçalanamaz. 6. Atomlar belli sayılarda birleşerek molekülleri oluştururlar. Örneğin, 1 atom X ile l atom Y’den XY, l atom X ile 2 atom Y den XY2 bileşiği oluşur. Oluşan bileşikler ise standart özellikteki moleküller topluluğudur. Atomla ilgili günümüzdeki bilgiler dikkate alındığında Dalton atom modelindeki eksikliklere ek olarak üç önemli yanlış hemen fark edilir. 1. Atomlar, içi dolu küreler değildir. Boşluklu yapıdadırlar. 2. Aynı cins elementlerin atomları tam olarak aynı değildir. Kütleleri farklı İzotop olanları vardır. 3. Maddelerin en küçük parçasının atom olduğu ve atomların parçalanamaz olduğu doğru değildir. Radyoaktif olaylarda atomlar parçalanarak daha farklı kimyasal özellikte başka atomlara ayrışabilir; proton, nötron, elektron gibi parçacıklar saçabilirler. THOMSON ATOM MODELİ Dalton atom modelinde - yüklü elektronlardan ve + yüklü protonlardan söz edilmemişti. Yapılan deneyler yardımıyla, katot ışınlarından elektronun, kanal ışınlarından protonun varlığı ortaya konulmuştu. Bu bilgiler ışığında Thomson'un atomla İlgili fikirlerini aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz. 1. Protonlar ve nötronlar yüklü parçacıklardır. Bunlar yük bakımından eşit, işaretçe zıttırlar. Proton + 1 birim yüke; elektron ise -l birim yüke eşittir. 2. Nötr bir atomda proton sayısı elektron sayısına eşit olduğundan yükler toplamı sıfırdır. 3. Atom yarıçapı 10-8 cm olan bir küre şeklindedir. Söz konusu küre içerisinde proton ve elektronlar atomda rast gele yerlerde bulunurlar. Elektronun küre içindeki dağılımı üzümün kek içindeki dağılımına benzer. 4. Elektronların kütlesi ihmal edilebilecek kadar küçüktür. Bu nedenle atomun ağırlığını büyük ölçüde protonlar teşkil eder. Nötron denilen parçacıklardan bahsedilmemesi Thomson Atom teorisinin eksiklerinden biridir. Proton ve elektronların atomda rastgele yerlere bulunduğu İddiası ise teorinin hatalı yönüdür. RUTHERFORD ATOM Atomun yapısının açıklanması hakkında,önemli katkıda bulunanlardan birisi de Ernest Rutherford Örnıst Radırford olarak bilinir. Rutherford'dan önce Thomson atom modeli geçerliydi. Bu modele göre, atom küre şeklindedir. Ve küre içerisinde proton ve elektronlar bulunmaktadır. Acaba bu proton ve elektronlar atom içerisinde belirli bir düzene mi, yoksa rastgele bir dağılım içerisinde mi bulunuyorlar? Bu sorunun cevabı daha bulunamamıştı. Rutherford bu sorunun cevabı ve Thomson atom modelinin doğruluk derecesini anlamak için yaptığı alfa a parçacıkları deneyi sonucunda bir model geliştirmiştir. Polonyum ve radyum bir a-ışını kaynağıdır. Rutherford, bir radyoaktif kaynaktan çıkan a-taneciklerini bir demet hâlinde iğne ucu büyüklüğündeki yarıktan geçirdikten sonra, kalınlığı 10-4 cm kadar olan ve arkasında çinko sülfür ZnS sürülmüş bir ekran bulunan altın levha üzerine gönderdi. Altın levhayı geçip ekran üzerine düşen a - parçacıkları ekrana sürülen ZnS üzerinde ışıldama yaparlar. Böylece metal levhayı geçen a - parçacıklarını sayma imkanı elde edilir. Rutherford, yaptığı deneylerde metal levha üzerine gönderilen a- parçacıklarının % 99,99 kadarının ya hiç yollarında sapmadan ya da yollarından çok az saparak metal levhadan geçtiklerini, fakat çok az bir kısmının ise metale çarptıktan sonra büyük bîr açı yaparak geri döndüklerini gördü. Rutherford daha sonra deneyi altın levha yerine, kurşun, bakır ve platin metallerle tekrarladığında aynı sonucu gördü. Kinetik enerjisi çok yüksek olan ve çok hızlı olarak bir kaynaktan çıkan a - parçacıklarının geriye dönmesi için; 1. Metal levhada pozitif kısmın olması, 2. Bu pozitif yüklü kısmın kütlesinin daha doğrusu yoğunluğunun çok büyük olması gerekir. Bu düşünceden hareketle Rutherford, yaptığı bu deneyden şu sonuçlan çıkardı. Eğer, a tanecikleri atom içerisindeki bir elektrona çarpsaydı, kinetik enerjileri büyük olduğu için elektronu yerinden sökerek yoluna devam edebilirlerdi. Ayrıca, a - taneciği pozitif, elektron negatif olduğundan geriye dönüş söz konusu olmaması gerekirdi. Bu düşünceyle hareket eden Rutherford, metale çarparak geriye dönen alfa parçacıklarının sayısı metal levhadan geçenlere oranla çok küçük olduğundan; atom İçerisinde pozitif yüklü ve kütlesi büyük olan bu kısmın hacmi, toplam atom hacmine oranla çok çok küçük olması gerektiğini düşünerek, bu pozitif yüklü kısma çekirdek dedi. Rutherford, atomun kütlesinin yaklaşık olarak çekirdeğin kütlesine eşit olduğunu ve elektronlarında çekirdek etrafındaki yörüngelerde döndüğünü ileri sürmüştür. Buna göre, Rutherford atomu güneş sistemine benzetmiş oluyordu. Rutherford atom modelini ortaya koyduğunda nötronların varlığı daha bilinmiyordu. Günümüzde ise çekirdeğin proton ve nötronlar içerdiği ve bunların çekirdeğin kütlesini oluşturduklarına inanılmaktadır. Rutherford'un ortaya koyduğu atom modelinin boyutlarını da anlamak önemlidir. Bunu şu şekilde ifade edebiliriz. Eğer, bir atomun çekirdeği bir tenis topu büyüklüğünde olsaydı, bu atom büyük bir stadyum büyüklüğünde olurdu. He atomu 2 proton, 2 nötron ve 2 elektrondan oluşur. Bir He atomunun 2 elektronu tamamen uzaklaştırılırsa geriye +2 yüklü helyum iyonu He+2 kalır. Bu iyona alfa a parçacığı alfa ışını denir. Bir atomu a - taneciği ile incelemek, bir şeftaliyi uzun bir iğne ile incelemeye benzer, iğnenin şeftalinin ortasında sert bir şeye çarptığını tespit ederek şeftali çekirdeğinin varlığını ve büyüklüğünü onu hiç görmeden anlamak mümkündür. Bu arada şeftali ile çekirdeğinin büyüklüğü ve atom ile çekirdeğinin büyüklüğünün aynı oranda olamayacağı unutulmamalıdır. Bohr Atom Teorisi Buraya kadar anlatılan atom modellerinde, atomun çekirdeğinde, + yüklü proton ve yüksüz nötronların bulunduğu, çekirdeğin etrafında dairesel yörüngelerde elektronların dolaştığı ifade edildi. Bu elektronların çekirdek etrafında nasıl bir yörüngede dolaştığı, hız ve momentumlarının ne olduğu ile ilgili bir netice ortaya konmadı. Bohr ise atom teorisinde elektronların hareketini bu noktadan inceledi. 1913 yılında Neils Bohr, hidrojen atomunun spektrum çizgilerini ve Planck'ın kuvantum kuramını kullanarak Bohr kuramını ileri sürdü. Bu bilgiler ışığında Bohr postulatları şöyle özetlenebilir. 1. Bir atomdaki elektronlar çekirdekten belli uzaklıkta ve kararlı hâllerde hareket ederler. Her kararlı hâlin sabit bir enerjisi vardır. 2. Her hangi bir kararlı enerji seviyesinde elektron dairesel bir yörüngede orbitalde hareket eder. Bu yörüngelere enerji düzeyleri veya kabukları denir. 3. Elektron kararlı hâllerden birinde bulunurken atom ışık radyasyon yayınlamaz. Ancak, yüksek enerji düzeyinden daha düşük enerji düzeyine geçtiğinde, seviyeler arasındaki enerji farkına eşit bir ışık kuantı yayınlar. Burada E = h-i bağıntısı geçerlidir. 4. Elektron hareketinin mümkün olduğu kararlı seviyeler, K, L, M, N, O gibi harflerle veya en düşük enerji düzeyi l olmak üzere, her enerji düzeyi pozitif bir tam sayı ile belirlenir ve genel olarak "n" İle gösterilir, n 1,2,3 .....¥ Bugünkü bilgilerimize göre; Bohr kuramının, elektronların dairesel yörüngelerde hareket ettikleri, ifadesi yanlıştır. Bohr atom modeli, hidrojen atomunun davranışını çok iyi açıkladığından ve basit olduğundan önce büyük ilgi gördü. Ancak, bu model çok elektronlu atomların davranışlarını atomların spektrumlarını, atom çekirdeğinin bir elektronunu yakalayarak başka atom çekirdeğine dönüşünü açıklayamadığından yaklaşık 12 yıl kadar geçerli kaldı. Daha sonra yerini modern atom teorisine bıraktı. Bohr'a göre, elektronlar çekirdekten belirli uzaklıklarda dairesel yörüngeler izlerler. Çekirdeğe en yakın yörüngede bulunan n = 1 K tabakası en düşük enerjilidir. Çekirdekten uzaklaştıkça tabakanın yarıçapı ve o kabukta bulunan elektronun enerjisi artar. Elektron çekirdekten sonsuz uzaklıkta iken n ¥ elektronla çekirdek arasında, çekim kuvveti bulunmaz. Bu durumda elektronun potansiyel enerjisi sıfırdır. Elektron atomdan uzaklaşmış olur. Bu olaya iyonlaşma denir. Elektron çekirdeğe yaklaştıkça çekme kuvveti oluşacağından, elektronun bir potansiyel enerjisi olur. Elektron çekirdeğe yaklaştıkça atom kararlı hâle doğru gelir, potansiyel enerjisi azalır. Buna göre, elektronun her enerji düzeyindeki potansiyel enerjisi sıfırdan küçük olur. Yani negatif olur. Bohr hidrojen atomunda çekirdeğe en yakın enerji düzeyinde K yörüngesi bulunan elektronun enerjisini -313,6 kkal/mol olarak bulmuştur. MODERN ATOM MODELİ Bohr, elektronu, hareket hâlinde yüklü tanecik olarak kabul edip, bir hidrojen atomundaki elektronun sadece bazı belirli enerjilere sahip olacağını varsayarak teorisini ortaya atmıştı. Bu teori, hidrojen gibi tek elektronlu He+, Li+2 iyonlara da uymasına rağmen çok elektronlu atomların, ayrıntılı spektrumlarının, kimyasal özelliklerinin açıklanmasına uymamaktadır. Yine de, modern atom modelinin gelişmesinde bir basamak teşkil etmiştir. Modern atom modeli, dalga mekaniğindeki gelişmelerin elektronun hareketine uygulanmasına dayanmaktadır. Bu modelin öncüleri Lois de Broglie , Heisenberg ve Schrödinger gibi bilim adamlarıdır. 1924 yılında Louis de Broglie, ışık ve maddenin yapısını dikkate alarak, küçük tanecikler bazen dalgaya benzer özellikler gösterebilirler, şeklindeki hipotezini ortaya attı. 1927 yılında de Broglie'nin hipotezi elektron demetlerinin bir kristal tarafından, X-ışınlarına benzer biçimde saptırılması ve dağıtılması deneyi İle ispatlandı. 1920'li yıllarda Werner Heisenberg, atomlardan küçük taneciklerin davranışlarını belirlemek için ışığın etkisini inceledi. Bunun sonucunda Heisenberg belirsizlik ilkesi olarak anılan şu neticeyi çıkardı. "Bir taneciğin nerede olduğu kesin olarak biliniyorsa, aynı anda taneciğin nereden geldiği veya nereye gittiğini kesin olarak bilemeyiz. Benzer şekilde, taneciğin nasıl hareket ettiğini biliyorsak onun yerini kesin olarak bilemeyiz." Buna göre, elektronun herhangi bir andaki yeri ve hızı aynı zamanda kesin olarak bilinemez. Bir taneciğin yerini ve hızını ölçebilmek için, o taneciği görmek gerekir. Taneciğin görünmesi de taneciğe ışık dalgası göndermek ile olur. Elektron gibi küçük tanecikleri tespit etmek için düşürülen uygun dalga boyundaki ışık, elektronun yerini ve hızını değiştirir. Bu yüzden, aynı anda elektronun yeri ve hızı ölçülemez. Bu nedenle de elektronların çekirdek etrafında belirli dairesel yörüngeler izledikleri söylenemez. Yörünge yerine elektronun ya da elektronların çekirdek etrafında bulunma olasılığından söz etmek gerekir. Modern atom modeli, atom yapısı ve davranışlarını diğer atom modellerine göre, daha iyi açıklamaktadır. Bu model, atom çekirdeği etrafındaki elektronların bulunma olasılığını kuvantum sayılan ve orbitaller ile açıklar, kuvantum sayıları, bir atomdaki elektronların enerji düzeylerini belirten tam sayılardır. Orbitaller ise elektronun çekirdek etrafında bulunabilecekleri bölgelerdir. Elektron tanecik olarak düşünüldüğünde; orbital, atom içerisinde elektronun bulunma olasılığı en yüksek olan bölgeyi simgeler. Elektron maddesel bir dalga olarak düşünüldüğünde ise, orbital, elektron yük yoğunluğunun en yüksek olduğu bölgeyi simgeler. Yani, elektron tanecik olarak kabul edildiğinde elektronun belirli bir noktada bulunma olasılığından, dalga olarak kabul edildiğinde ise elektron yük yoğunluğundan söz edilir. BuradasınızAnasayfa -A A +A ×Bilgi! Bazen içeriklerin yüklenmesi zaman almaktadır. Lütfen içeriğin yüklenmesini bekleyiniz... lokmanbas tarafından 10 Ocak 2019 - 1714 tarihinde gönderildi Kategori Ders Notları Dokümanlar Etkileşimsel İçerik Sunu-Slayt Sınıf Ortaokul 3 Ders Fen ve Teknoloji Fen Bilimleri Ünite Saf Madde ve Karışımlar Konu Maddenin Tanecikli Yapısı Geçmişten Günümüze Atom Modelleri ve Atomun Tarihsel Gelişimi - Tarih Şeridi Tarih boyunca atom modellerinin gelişimi, tarih boyunca atom fikirlerinin değişimi. Kısaca aşağıdaki gibi bir tarih şeridi üstünde ifade Icerikler Atomun Tarihsel Gelişimi lokmanbas tarafından 03 Aralık 2012 - 2327 tarihinde gönderildi Kategori Ders Notları Eski çağlardan bugüne kadar maddenin nelerden meydana geldiği merak konusu olmuştur. Ancak bazı bilim adamları ve düşünürler bunun anlaşılmasında büyük adımlar atmışlardır. Şimdi onlara bir göz atalım; Devamını oku hakkında Atomun Tarihsel Gelişimi 73 yorum Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun. 371892 okunma Atomun Tarihsel Gelişiminde Bilim Adamlarını Sıralama Etkinliği lokmanbas tarafından 06 Nisan 2018 - 1442 tarihinde gönderildi Bu etkinlikte amaç, atomun tarihsel gelişim sürecinde çeşitli fikirleri ortaya atan bilim adamları ve düşünürlerin kronolojik sıralamasının yapılmasıdır. Etkinlikte geçmişten günümüze doğru bilim adamlarını sıralayınız. Sıralama bittikten sonra "Kontrol Et" düğmesine tıklayınız. Devamını oku hakkında Atomun Tarihsel Gelişiminde Bilim Adamlarını Sıralama Etkinliği Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun. 3510 okunma Bölüm Maddenin Tanecikli Yapısı - Atomun Yapısı lokmanbas tarafından 10 Ocak 2019 - 1600 tarihinde gönderildi Kategori Ders Notları Çevremizdeki bütün maddeler atomlardan oluşmaktadır. Maddenin en küçük yapı taşına atom adı verilmektedir. Maddeleri oluşturan bu atomlar moleküller hâlinde ve birbirine yakın hâlde bulunur. Birbiri ile temas hâlinde olan ve molekülleri oluşturan atomlara ise bağlı atom adı verilir. Devamını oku hakkında Bölüm Maddenin Tanecikli Yapısı - Atomun Yapısı Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun. 8299 okunma Etiketler Atomun Tarihçesi Atomun Tarihsel Gelişimi Atomun Tarihsel Gelişimi Hakkında Bilgi Geçmişten Günümüze Atomun Tarihçesi atomun tarihsel yapısı Geçmişten Günümüze Atom Kavramı Geçmişten Günümüze Atom Atom Tarih Şeridi Atom Teorileri H5P H5P Content H5P Drupal H5P Example H5P Örnekleri H5P İçerikleri Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun. 3809 okunma Sosyal Medyada Bizi Takip Edin Gezegenimizi Tanıyalım Beş Duyumuz Kuvveti Tanıyalım Maddeyi Tanıyalım Çevremizdeki Işık ve Sesler Canlılar Dünyasına Yolculuk Elektrikli Araçlar Yer Kabuğu ve Dünya’mızın Hareketleri Besinlerimiz Kuvvetin Etkileri Maddenin Özellikleri Aydınlatma ve Ses Teknolojileri İnsan ve Çevre Basit Elektrik Devreleri Uygulamalı Bilim Güneş, Dünya ve Ay Canlılar Dünyası Kuvvetin Ölçülmesi ve Sürtünme Madde ve Değişim Işığın Yayılması İnsan ve Çevre Elektrik Devre Elemanları Uygulamalı Bilim Güneş Sistemi ve Tutulmalar Vücudumuzdaki Sistemler Kuvvet ve Hareket Madde ve Isı Ses ve Özellikleri Vücudumuzdaki Sistemler ve Sağlığı Elektriğin İletimi Uygulamalı Bilim Güneş Sistemi ve Ötesi Hücre ve Bölünmeler Kuvvet ve Enerji Saf Madde ve Karışımlar Işığın Madde ile Etkileşimi Canlılarda Üreme, Büyüme ve Gelişme Elektrik Devreleri Uygulamalı Bilim Mevsimler ve İklim DNA ve Genetik Kod Basınç Madde ve Endüstri Basit Makineler Enerji Dönüşümleri ve Çevre Bilimi Elektrik Yükleri ve Elektrik Enerjisi Uygulamalı Bilim Neodyum Mıknatıs Projeleriniz için neodyum mıknatıs tedarik merkezi. Bugünün Olayları Bugün için eklenmiş olay/etkinlik yok. Yıllık olayları görmek için Burayı Aylık olayları görmek için Burayı Haftalık olayları görmek için Burayı tıklayınız. İçerik Arama Başlık Sınıf Ders Ünite Konu Tür Sonuçları görmek için ARA düğmesine tıklayınız... Kullanıcı girişi Kullanıcı adı * Şifre * Yeni hesap yarat Yeni şifre iste GÜVENLİK Bu soru, insan ziyaretçi olup olmadığınızı test etmek ve otomatik spam gönderimlerini önlemek içindir. Matematik sorusu * 1 + 8 = Bu basit matematik problemini çözün ve sonucu girin. Örn. 1+3 için cevabı 4 olarak girin. Sınıfa Göre İçerik Ana Sınıfı 11 İlkokul 1 14 İlkokul 2 1 İlkokul 3 13 İlkokul 4 2 Ortaokul 1 179 Ortaokul 2 159 Ortaokul 3 148 Ortaokul 4 203 Dersler Fen ve Teknoloji Fen Bilimleri 470 Matematik 87 Türkçe 72 İngilizce 58 Çocuk Gelişimi 106 Anne ve Çocuk Beslenmesi 9 Çocuk Gelişimi I 7 Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları 8 Çocuk ve Oyun 15 Okul Öncesi Eğitimde Araç Gereç Geliştirme 7 Özel Eğitim I 7 Çocuk ve Drama 13 Aile Eğitimi 13 Çocuk Gelişimi II 12 Kaynaştırma Eğitimi 12 Öğrenme ve Öğretme Teknikleri I 12 Özel Eğitim II 12 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 36 Sosyal Bilgiler 19 Tarihi ve Atatürkçülük 11 Çalışma İlişkileri ve Etik 5 Çocuk Psikolojisi ve Ruh Sağlığı 5 Okul Öncesi Eğitim Kurumlarında Program Geliştirme 3 Özel Eğitimde Program Geliştirme 2 Bilişim Teknolojileri 13 Görsel Sanatlar 3 İçerik Kategorileri Animasyon-Simülasyon-Video 58 Ders Notları 331 Eğitsel Oyunlar 116 Sunu-Slayt 24 Belirli Günler ve Haftalar 49 Bilim Adamları 54 Neden? Niçin? 148 Dokümanlar 225 Sorular 155 Etkileşimsel İçerik 250 Blog Kategorileri Uzay 12 Çevre-Ekoloji 14 Web Tasarım 6 Drupal 42 ASP 8 Dreamweaver 3 Eğitim / Kişisel Gelişim 34 Canlılar Dünyası 16 Bilim / Teknoloji 18 Günlük 2 Güncel Haberler 6 AS3 1 Fotoğraf ve Fotoğrafçılık 5 Fotoğraf İşleme 1 Fatih Projesi 10 Müzik 3 Benzer İçerik Atom Fikrinin Tarihsel Değişimi Gelişimi Sunusu - Slayt Gösterisi Atomun Tarihsel Gelişimi Geçmişten Günümüze Atom Modelleri Bölüm Maddenin Tanecikli Yapısı - Atom Modelleri Ders Özeti Atom Modellerinin Tarihsel Gelişimi Sunusu Son Gönderilen Dosyalar Fen Bilimleri Proje Ödevi Konuları - Ölçekli Lokman BAŞ Fen Bilimleri Proje Ödevi Konuları - Ölçekli Lokman BAŞ Maddenin Ayırt Edici Özellikleri Ders Notu PDF İndir Lokman BAŞ Maddenin Hâl Değişimi Ders Notu PDF İndir Lokman BAŞ Ay'ın Evreleri Etkinliği İndir İnternetsiz Kullanmak İçin Lokman BAŞ Tümü İndir şununla ilgili ... Döküman Türü PDF Dökümanı Kısa Özet şununla ilgili sonuçlara bakın İndir [doc] calisma plani kaynak ... Döküman Türü PDF Dökümanı Kısa Özet [doc] calisma plani kaynak - ankara üniversitesi açık ders malzemeleri İndir [doc] rutherford atom modeli ... Döküman Türü PDF Dökümanı Kısa Özet [doc] rutherford atom modeli İndir [doc] bölüm ... Döküman Türü PDF Dökümanı Kısa Özet [doc] bölüm İndir [doc] atom modelleri/ boşluk ... Döküman Türü PDF Dökümanı Kısa Özet [doc] atom modelleri/ boşluk doldurma sorulari İndir [doc] 1 - fen ... Döküman Türü PDF Dökümanı Kısa Özet [doc] 1 - fen kurdu İndir [doc] bölüm 1 ... Döküman Türü PDF Dökümanı Kısa Özet [doc] bölüm 1 İndir [doc] süre ... Döküman Türü PDF Dökümanı Kısa Özet [doc] süre İndir [doc] pdf - dergipark ... Döküman Türü PDF Dökümanı Kısa Özet [doc] pdf - dergipark İndir [doc] şablon_template - dergipark ... Döküman Türü PDF Dökümanı Kısa Özet [doc] şablon_template - dergipark İndir [doc] dersin adı-kodu ... Döküman Türü PDF Dökümanı Kısa Özet [doc] dersin adı-kodu Atomun Tarihsel Gelişimi Resmi Büyütmek İçin Üzerine Tıklayınız Eski çağlardan bugüne kadar maddenin nelerden meydana geldiği merak konusu olmuştur. Ancak bazı bilim adamları ve düşünürler bunun anlaşılmasında büyük adımlar atmışlardır. Şimdi onlara bir göz atalım; Aristotales Aristo - MÖ 384 – MÖ 322 Aristo'ya göre maddeyi oluşturan dört temel element vardı. Ateş, hava, su ve toprak. Aristo'ya göre, madde sonsuza kadar bölünebir ve her parça maddenin özelliğini göstereceğinden bu kadar küçük parçalara bir isim vermek anlamsız olurdu. Bu düşüncesini başka bir Yunan filozof olan Democritus'a karşı ifade ediyordu. Democritus Demokritus - MÖ 460 - MÖ 370 "Atom veya bölünmeyen öz" teorisi ile ünlenmiştir. Democritus atom kavramından bahseden ilk kişi olmuştur. Atom Yunanca bölünmeyen manasına gelen ATOMOS kelimesinden gelmektedir. Democritus ve dönemin diğer düşünürleri atomlarının aynı olduğunu varsaydıkları maddelerin birbirinden farklı olmasının nedeninin bu atomların farklı dizilişlerde bir arada bulunmalarından kaynaklanmış olabileceğini düşündüler. Bu düşünceler günümüzdeki atom çalışmalarının temellerini oluşturmuştur. Bu düşünce MS 17. yüzyıla kadar devam etti. Newton ve o zamanın bilimadamlarınca atom, çok küçük, sert ve bölünemez küresel yapıdaki parça olarak adlandırıldı. 1800'lü yılların başlarına kadar çeşitli yöntemlerle atoma ilişkin görüşler devam etti. John Dalton Can Daltın - 1766 - 1844 19. yüzyılın başlarında atom konusunda ilk bilimsel yaklaşımı yapan atomcudur. Ona göre atomlar içleri dolu ve parçalanamayan berk kürelere benzemektedir. John Dalton, maddeleri çok küçük yapı taşlarının topluluğu halinde bulunduğu fikrini ileri sürdü. Dalton un atom teorisi olarak ortaya konulan temel özellikler şunlardır. Tüm maddeler atomlardan yapılmıştır. Farklı cins atomlar farklı kütlelerdedir. Atom katı, sert, içi dolu küre şeklindedir. Bir elementin bütün atomları birbirinin aynıdır. Atomlar parçalanamaz. Dalton'un atom fikrini anlatmak için kullandığı atom modelleri Bu çalışma ilk atom modeli olması bakımından da oldukça önemlidir. Dalton, her elementin kendine özgü bir atomun varlığını gösterdi. Örneğin, demiri oluşturan atomlar ile bakırı oluşturan atomlar birbirinden farklıdır. Dalton’un atom hakkındaki bu fikri hâlâ geçerliliğini korumaktadır. Ancak Dalton, atomların içi dolu ve bölünemez olduğu fikrindeydi. Marie Curie Meri Küri - 1867 - 1934 Radyoaktivite üzerine yaptığı çalışmalarla iki farklı alanda Nobel Ödülü kazandı. Radyoloji biliminin kurucusudur. Çalışmalarıyla bir çığır açan Curie, Nobel Ödülü'nü alan ilk kadın, bu ödülü iki kere alan ilk bilim insanı olmuştur. Uranyumla yaptığı deneyler sonucu radyoaktiviteyi keşfetti. Toryumun radyoaktif özelliğini buldu ve radyum elementini ayrıştırdı. Böylece atomun parçalanamaz / bölünemez tezlerini de çürütmüş oldu. 1934 yılında Fransa'nın Savoy kentinde kan kanserinden öldü. Hastalığı, aşırı dozda radyasyona maruz kalmasına bağlandı. Curie'nin not defterleri o kadar radyasyona maruz kalmıştır ki, kurşun kaplı bölmelerde tutulup radyoaktif koruma altında incelenebilmektedir. Henri Becquerel Henri Bekerel - 1852 - 1908 Yaptığı radyoaktivite ile ilgili çalışmalarından dolayı Nobel ödülüne layık görüldü. O da atomun bozunması / bölünmesi ile ilgili çeşitli çalışmalar yapmıştır. 1901 yılında cebinde taşıdığı radyumun vücudunda yanma yarattığını bildirerek sağlık fiziğine ve radyum kanser tedavisine katkıda bulunmuş oldu... Joseph John Thomson Cosıf Can Tamsın - 1856 - 1940 Thomson değişik gazlarda yapmış olduğu deneylerle her atomun elektron yükünün kütlesine oranını hesaplayarak elektronu keşfetmiştir. Elektron veren atomun artı +, pozitif yüklü olacağını ispatlamış, atom içerisinde proton ve elektronun homojen olarak dağıldığını tanımlamıştır. Bu yüzden bu modele üzümlü kek modeli de denilmektedir. Öğrencisi Rutherford, Atom Modeli ile proton ve elektronun homojen dağıldığı ilkesi çürütülmüştür. Atom artı yüklü maddeden oluşmuştur Elektronlar bu artı madde içinde gömülüdür ve hareket etmezler. Elektronların kütleleri çok küçüktür bu yüzden atomun tüm kütlesini bu artı yüklü madde oluşturur. Üzümler -, kek ise + yükleri temsil etmektedir Atom küre şeklindedir. Thomson atomun içinde küçük tanecikler olduğunu ve dolayısıyla atomun bölünebileceğini keşfetti. Thomson'un fikrini anlatmak için kullandığı atom modeli aşağıdaki gibidir; Thomson atom modelini kısaca üzümlü keke benzeterek açıklamaya çalışmıştır. Thomson, 1906'da elektronu bulduğu için Nobel Fizik Ödülü'nü aldı. Ernest Rutherford Ernst Radırford - 1871 - 1937 Thomson'un öğrencisi. Rutherford atom üzerinde çeşitli deneyler yapmış ve şu sonuçları ortaya koymuştur; Atomda büyük boşluklar vardır. Atomda pozitif yükler, kütle merkezinde çekirdek diye adlandırılan çok küçük bir hacimde toplanmıştır. Atomda pozitif yüklü tanecikler kadar elektron, çekirdeğin etrafında bulunur ve atom hacminin büyük bir bölümünü elektronlar kaplar. Rutherford atom modeli ile Modern Atom Teorisi ve Bohr atom modelinin temelleri atılmıştır. Rutherford'un ortaya koyduğu Rutherford Atom Modeli veya Çekirdekli Atom Modeli; Rutherford atom modeli Güneş Sistemi'ne benzetilmektedir. Güneş, içi proton dolu bir çekirdeğe ve etrafında dönen gezegenler de elektronlara benzetilmiştir. 1908'de Nobel Kimya Ödülü' nü alan, 1914'te kendisine Baron unvanı verilen Rutherford, 1922'de Royal Society'nin en büyük ödülü olan Copley Madalyası' ile ödüllendirilmiştir. Niels Bohr Nils Bor - 1885 - 1962 Niels Hendrik Bohr 1913 yılında kendinden önceki Rutherford Atom Modeli atom modellerinden yaralanarak yeni bir atom modeli fikrini öne sürdü. Kuantum fiziğinin gelişmesinde 50 yıla yakın bir süre öncü rol oynadı. Bohr atom modeli öncesi diğer atom modellerinde, atomun çekirdeğinde, + yüklü proton ve yüksüz nötronların bulunduğu, çekirdeğin etrafında dairesel yörüngelerde elektronların dolaştığı ifade edildi. Bu elektronların çekirdek etrafında nasıl bir yörüngede dolaştığı, hız ve momentumlarının ne olduğu ile ilgili bir netice ortaya konmadı. Bohr ise atom teorisinde elektronların hareketini bu noktadan inceledi. Bohr'un atom hakkındaki düşünceleri; Bir atomdaki elektronlar çekirdekten belli uzaklıktaki yörüngelerde hareket eder. Her hangi bir kararlı enerji seviyesinde elektron dairesel bir yörüngede hareket eder. Elektron kararlı hâllerden birinde bulunurken atom ışık radyasyon yayınlamaz. Elektron hareketinin bulunduğu kararlılık seviyeleri vardır. Bohr'un araştırmaları sonucu oluşturmuş olduğu atom modeli; Kazandığı ödüller; 1922 Nobel Fizik Ödülü, 1961 Sonning Ödülü James Chadwick Ceyms Çadvik - 1891 - 1974 Rutherford'un öğrencisi. 1932'de nötronun yapısını keşfederek çekirdekte protonlardan başka yüksüz olan nötronların varlığını gösterdi ve 1935'de Nobel Fizik Ödülünü kazandı. Chadwick'in bu buluşu çekirdek bölünmesi­nin, atom enerjisinden yararlanmanın, atom ve hidrojen bombalarının yapımının yolunu açmıştır. Modern Atom Teorisi Bohr atom modeli, tek elektronlu türlerin davranışlarının açıklanmasında başarılı olmakla birlikte, çok elektronlu atomların davranışlarını açıklamada yetersiz kalmıştır. Modern atom teorisine göre , Bohr atom teorisindeki gibi elektronları yörüngelerde sabit hızla dönen tanecikler olarak düşünmek yanlıştır. Çünkü elektronun hızı ve yeri için kesin bir şey söylenemez. Elektronun bulunma olasılığının olduğu yerlerden bahsedilir. • Günümüzde hâlâ geçerliliğini koruyan modern atom teorisine göre, elektronlar bulunma olasılıklarının yüksek olduğu elektron bulutu denilen bölgelerde hareket ederler. • Heisenberg modern atom teorisinin gelişimine "belirsizlik ilkesi" ile katkıda bulunmuştur. Bu ilkeye göre, elektronun aynı anda hızı ve yeri belirlenemez. • Elektronların bulunma olasılıklarının en yüksek olduğu uzay bölgelerine "orbital" adı verilir. • Bu model, atom çekirdeği etrafındaki elektronların bulunma olasılığını kuantum sayıları ve orbitaller ile açıklar. Kuantum sayıları, bir atomdaki elektronların enerji düzeylerini belirten sayılardır. Atom Modellerinin Tarihsel Gelişimi Sunusu DALTON’UN 1803 ATOMLA İLGİLİ GÖRÜŞLERİ ŞÖYLE ÖZETLENEBİLİR Elementler atom adı verilen ve bölünemeyen taneciklerden oluşur. Belli bir elementin bütün atomları birbirinin aynıdır. Ancak bir elementin atomları diğer bütün elementlerin atomlarından farklıdır. Bir bileşiği oluşturan atomların kütleleri arasında tam sayılarla ifade edilen sabit bir oran vardır. Elde edilen bilgiler çerçevesinde Dalton atom modelinin bir kısmının yanlış olduğu anlaşıldı. THOMSON 1897 ATOMLA İLGİLİ YAPTIĞI DENEYLER SONUCUNDA; Atom nötrdür. Yani atomdaki pozitif ve negatif yüklerin toplamı sıfırdır. Dolayısıyla nötr bir atomda pozitif yük sayısı kadar elektron vardır. Atom pozitif yüklü küredir. Bu kürede elektronlar rastgele dağılmıştır. Elektronun küre içindeki dağılımını üzümlü keke benzetmiştir. RUTHERFORD ATOM MODELİ Atomun yapısının açıklanmasına Dalton ve Thomson’dan sonra önemli katkılarda bulunanlardan birisi de Rutherford dur. Rutherford pozitif yüklü alfa taneciklerinin ince metal levhalardan geçme özelliği üzerine çalışmalar yapmıştır. RUTHERFORD YAPTIĞI DENEY SONUCUNDA 1911’DE YENİ BİR ATOM MODELİ GELİŞTİRDİ. BU ATOM MODELİNE GÖRE, Bir atomda pozitif yükün tümü, çekirdek denilen küçük bölgede toplanmıştır. Pozitif yüklerin toplam kütlesi, atomun kütlesinin yaklaşık yarısı kadardır. Alfa parçacıklarının çoğu,hiçbir sapmaya uğramadığına göre atom çoğunlukla boşluktan ibarettir. Elektronlar çoğunlukla çekirdek etrafında bulunur ve pozitif yüklereproton eşit sayıdadır.

atom modelleri ve gelişimi proje ödevi