🦀 Ahtapot Kalamar Gibi Hayvanların Ortak Adı

Ancakbirkaç yıl önce yapılan keşiflerle birlikte bu bilginin doğru olmadığını öğrenmiştik. Bilim insanları dünyanın en eski hayvan fosilini geçtiğimiz yıllarda ortaya çıkarmıştı. 2018'de yapılan araştırmalar sonucunda 140 santimetre boyundaki Dickinsonia fosilinin bilinen en eski hayvan olduğu tespit edilmişti. İslâm dünyasının bugün derece derece benimsemesi, benimsetmesi ve kavgasını yapması gereken husus, Birleşmiş Milletler Teşkilâtı’nı reddetmek; bizim için de buna ek olarak Avrupa Ortak Pazarı’na girilmesine şiddetle karşı çıkmaktır Bunun, başkasının “ol!” dediği şeye sadece “olmam!” demekten ibaret aciz bir tavır belirtmemesi için tek tezi de GıdaCoğrafyası Final 5. Deneme Sınavı çıkmış sorular veya deneme soruları. Bristolın Yer Bilimleri Yüksekokulu’ndan Like Parry adlı yazarın ortak yazarına göre, çoğu fosil solucan çene mikroskopunun görülmesini gerektiriyor. kalamar ve ahtapot avlamak için diğer oldukça büyük hayvanlar üzerinde beslenmiş olurdu. Mats ve ben de daha önce müzisyenlerden sonra fosil ismini verdik ve AhtapotÖzellikleri (Özet) Ahtapot, bir Kafadan bacaklılar türü olup 15 yıla kadar yaşarlar ve 75 kg ağırlığa kadar çıkabilirler. Ahtapotların maksimum hızları ise 43 km/saat. Ahtapot türü Kafadan bacaklılar Ahtapotlar ne yer Yengeç, balık, deniz tarağı (hepçil) Ahtapotlar kaç yıl yaşar 2 yıl - 15 yıl Ahtapotlar kaç kilo 5 kg - 75 kg Ahtapotların Britanyanın En Büyülü Kuzeylisi: İSKOÇYA. “On iki İskoç ve bir gayda, bir ayaklanma eder” -Bir İskoç atasözü. İskoçya, tarihi karmaşık olduğu kadar büyüleyici. Yüzü boyalı kabile keltleri Pict’ler, Roma fatihleri, gözü pek kırmızı kafalı Vikingler, güçlü savaşçı kraliyetler, asil klanlar ve büyük Ahtapot– Haşlanmış ahtapot etine ihtiyacınız var. Beni Shoga - kırmızı zencefil turşusu, takoyaki'ye renk ve lezzet verir. Tenkasu – tempura artıkları, yemeğe o zengin umami aromasını ekler. Takoyaki'yi çıtır çıtır ve kremsi yaparlar. Taze Soğan - bu, takoyaki'ye biraz renk ve lezzet katmanın en iyi yoludur. pdYe. Taklit yeteneği sayesinde bazen koşuyor, bazen farklı renkte görünüyor hatta görünmez bile olabiliyor… Bu özellikleriyle çoğu zaman av olmaktan kurtuluyor. Karşınızda denizlerin zeki yaramazı ahtapot… Latincede okto’ sekiz, İngilizcede octopus’ sekiz ayaklı anlamına gelen ahtapot, kafadanbacaklılar Cephalopoda grubundan sekiz bacaklı bir yumuşakça. 200’e yakın farklı türü bulunuyor. Hızlı yüzen, yalnız yaşayan, ürkek ve çekingen canlılardan. Ahtapotlar omurgasız canlılar arasında en gelişmiş, en iri ve çok iyi çalışan bir beyne sahipler. Bu nedenle de öğrenme yetenekleri iyice gelişmiş oluyor. 0-200 metre arasındaki derinliklerde, taşlı, çakıllı ve kumlu zeminlerde, dünya denizlerinde ılıman ve tropik bölgelerde, kıyılarda yaşıyorlar. Ahtapotlar Kuzey ve Güney Buz denizlerinden tropikal resiflere kadar dünyanın tüm denizlerinde bulunuyor. Sekiz adet olan kollarında güçlü vantuzları var. Vantuzlar avına veya sert cisimlere yapışmasını sağlıyor. Ahtapotların tükürüklerinde toksin bulunuyor, genelde insana zarar vermese de bazı türlerin zehirleri insanı öldürebilecek kadar tehlikeli olabiliyor. Renklerini ve hatta şekillerini dahi gizlenmek için değiştirebiliyorlar. Ahtapotlarda iki böbrek, karaciğer, iki solungaç, gonadlar ve kalp bulunuyor. Kalpleri üç kısımdan oluşuyor. Kolu koparsa yerine başkası çıkarak uzayabiliyor. Vücuduna ait olan bu gücü sonuna kadar kullanabilmesi için üç tane kalbi var. Savunma mekanizması diye adlandırılan mürekkep kesesi bu kısımda yer alıyor. Denizde parlak renkli ve ses çıkaran her şey ahtapotun dikkatini çekebiliyor. Bu canlılara tersten bakıldığında kafalarının orta kısmında koyu renkli kesici ağızları görülebiliyor. Erkek ahtapotların mutasyona uğrayarak cinsel organa dönüşmüş kollarından birine hektokotil’ adı veriliyor. Ahtapotlar nasıl ürüyor? Erkek ahtapotlar olgunluğa 8-10, dişiler ise 16-18 aylıkken ulaşıyor. Ahtapotların yaşam süreleri çoğunlukla yumurtlama ile bitiyor. Yani dişi ahtapotların olgunluğa erişme zamanlarını yaşam süreleri belirliyor. Türkiye’de en yaygın ahtapot türleri Kancalı/bukleli ahtapot Elodone cirrhosa Genellikle kokulu ahtapotla karıştırılıyor. Kancalı ahtapotun kolları daha kısa, kafası mantosundan daha dar oluyor. 25 ila 800 metre derinliklere kadar olan çamur ve kum zemin üzerinde yaşayabiliyorlar ama en sık görüldüğü yerler 75 metre derinlikler. Gövdesinin rengi sarımtırak, kırmızımtrak-portakal ya da kahverengimsi kırmızı olabiliyor. Pas renkli benekleri olan kancalı ahtapotlar mart-ağustos ayları arasında ürüyor. Genellikle trolle avlanıyorlar. Kokulu ahtapot Eledone moschata Adını kendine özgü kokusundan alıyor. Kokusu pişirildiğinde de algılanabiliyor. Eti çok lezzetli ve yumuşak olduğu için ekonomik değeri de çok yüksek. 15–24 ay arasında yaşayabilen kokulu ahtapot Akdeniz’e has bir tür. Karadeniz ve Atlantik Okyanusu’nda bulunmuyor. Rengi değişken olsa da genellikle siyah benekli. Kollarının uzunluğu gövdesinin 3-5 katı kadar olan kokulu ahtapotun boyu, kollar d ahil g enellikle 2 5-35 c m c ivarında. Ü reme ayları ocak-haziran arası. Sığ sularda bulunmuyor, 15–90 metre derinliğe kadar olan çamur ve kum zemin üzerinde ve yosunluklarda yaşıyorlar. Bu nedenle dip trolü ile oldukça bol avlanıyorlar. Uzun kollu ahtapot Octopus macropus Yuvarlak vücudu, ön tarafta ağzı bulunan bu ahtapotların kolları, vücutlarından altı-sekiz kat kadar uzun oluyor. Bulunduğu ortama göre renk ve şekil değiştirme özelliği var. O andaki durumuna göre rengi sarımsı turuncudan tuğla kırmızısına aniden dönebiliyor. Ege’den İskenderun Körfezi’ne kadar uzanan kıyı bölgesinde, sığ kaya oyukları ve sazlıklar arasında yaşıyor. Maksimum uzunluğu 110 cm. Ticari değeri yüksek bu ahtapotlar ocak ile mart ayları arasında ürüyor. Kabuklular, yumuşakçalar veya balıklarla besleniyorlar. Öldüren mavi halkalı ahtapot Pasifik Okyanusu’nda yaşayan bu ahtapot, 8 cm çapıyla bir golf topu büyüklüğünde. Parlak renkli ve küçük mavi benekleriyle cezbeden güzelliği, doğa fotoğrafçılarının ilgi odağı ama sadece bir ısırığı bile yetişkin bir insanı dakikalar içerisinde öldürebiliyor. Tetrodotoksin adlı nörotoksin üreten mavi halkalı ahtapotun sahip olduğu zehre henüz panzehir geliştirilemedi. Zehir vücudunuza girdiği zaman vücudunuzdaki sinir sistemini bloke ediyor, kas uyuşukluğuna neden oluyor. Ardından motor faaliyetleri kaybediliyor ve felç başlıyor. Felç sonucu solunum kasları duruyor, kısa bir süre sonra da kalp çalışmıyor. Kanları mavi akıyor Derin denizlerde hayatta kalabilmek için, kanlarında oksijen taşıyan solunum pigmenti olarak hemosiyanin bulunuyor. Hemosiyanin yapısında bakır içeriyor ve oksijenle birleştiğinde mavi renkte görünüyor. Asitlikbazlık değişimlerine karşı çok hassas bir sistem olduğundan, eğer ortam asidik olursa ahtapotlar yeterince oksijen alamayıp ölüyorlar. Ahtapotların bizim gibi dili yok, tat almak için vantuzlarını kullanıyorlar. Kollarında bulunan yaklaşık bin 600 adet vantuz sayesinde, dokunduklarında tat ve koku alabiliyorlar. Vantuzları bunu sağlayan kemoreseptörlerle dolu. Görünmez olabiliyorlar Ahtapotlar taklit yetenekleri sayesinde bazen koşabiliyor, bazen farklı renklerde görünebiliyor. Hatta bazen görünmez bile olabiliyorlar. Kromatofor hücreleri sayesinde derilerinin şekillerini, renklerini değiştirerek bulundukları çevreye uyum sağlıyorlar. Bu özellik onları çoğu zaman av olmaktan kurtarıyor. İç organlarını saran bir manto’ ve bunun içinde yer alan iki adet solungaçları var. Bu manto ritmik hareketlerle sıkışıp genişleyerek, solunum için gerekli oksijeni içeren suyu, tıpkı bir huniyi andıran sifonu aracılığıyla solungaçlara iletiyor. Mantoya dolan suyu hızla püskürterek saatte 40 kilometre hıza ulaşabiliyor ve suda geriye doğru yüzerek kaçabiliyorlar. Erkek ahtapotlar olgunluğa 8 – 10, dişiler ise 16 – 18 aylıkken ulaşıyor. yaşam süreleri çoğunlukla yumurtlama ile bitiyor. Ahtapotlar diğer kafadanbacaklılar gibi bir mürekkep kesesine sahip deniz canlıları. Tehlike karşısında düşmandan korunmak için mürekkep püskürterek kara bulut oluşturuyor ve ortamdan uzaklaşıyorlar. Yumuşak vücutları sayesinde en ufak çatlaklardan ve deliklerden rahatlıkla geçebiliyorlar. Zekâ küpü ahtapot Ahtapotların genetik kodunu araştıran bilim insanları iki benekli ahtapotun DNA’sını bilgisayarla analiz ettiler ve ahtapot genleriyle diğer omurgasız canlı türleri arasında büyük farklar olduğunu buldular. Sonuçlara göre ahtapot DNA’sında bulunan genlerin sırası farklı. Zeki beyin gelişiminde rol alan ve eskiden sadece omurgalılarda bulunduğu düşünülen bazı kritik genlerin ahtapot DNA’sında olduğunu buldular. Ayrıca ahtapotların bugüne dek sadece insanlar gibi omurgalı türlerde bulunduğu düşünülen özel sinir sistemi genlerine sahip olduğunu keşfettiler. Bu da diğer omurgasız ve yumuşakçalardan çok daha gelişmiş bir beyinleri olduğu anlamına geliyor. Ahtapotların beyninde hiç kemik bulunmuyor. sinir hücrelerinin 5’te 3’ü kollarında yer alıyor. Ahtapot beynindeki nöronlarda miyelin yok ve bu yüzden beyinde uzun mesafeli iletişim kuramıyorlar. Ama ahtapotlarda protokaderin genleri var. Bu gen sayesinde, beyin kabuğunda sadece kısa mesafelerde iletişim kurabilen ahtapot nöronları, komşu nöron gruplarına da sinyal yollayabiliyor. Bu da beynin genetik sınırlamaları aşarak işlem kapasitesini artırmasını ve ahtapotların çok daha zeki olmasını sağlıyor. Zeki beyin için miyelin kılıfı olmasına ahtapotlar ihtiyaç duymuyor, onlar başka şekilde zeki olmanın yolunu bulmuşlar. Böylelikle genetik olarak insandan farklı zeki canlı türleri de olabileceğini kanıtlıyorlar. İnsanlar kadar zeki olmasa da yunuslar, kargalar, saksağanlar, Bonobo şempanzeleri gibi zeki canlı türleri var. Ancak ahtapotlar, yunuslar ve kuşlar insandan farklı vücuda sahip zeki canlı türleri olduğunu göstermek açısından daha önemli. Ahtapot geninde vücudunu oluşturan yapıtaşları imal eden 33 binden fazla protein kodlayıcı gen var. Bu da ahtapot genomunun insan genomundan biraz daha küçük olduğunu, ama daha fazla gene sahip olduğunu gösteriyor. Başka bir araştırmada gen bilimciler ahtapot genlerinde RNA moleküllerin büyük ölçüde yeniden yazıldığını gördüler. Bunlar ahtapotların kendi genetik kodunu değiştirip yeni bir canlı türüne dönüşmeden protein dizilerini değiştirmesini sağlıyor. Ahtapotun zekâsını en güzel denizaltındaki bir çalışma anlatıyor. Ahtapot ekipman kullanıyor… Nasıl mı? Deniz tabanında iki adet hindistancevizi kabuğu bulan ahtapot, onları kullanarak gizleniyor ve avlanıyor. Kabukları avlanacağı bölgeye kadar taşıyor ve bunu yaparken bilinçli olduğu belli olan ustaca davranışlar sergiliyor. Ayrıca ahtapotların şakadan anladıkları da keşfedilmiş. Eski bir araştırmada, ahtapot hakkında, “Yaramazlık ve beceri, açıkça bu canlının karakteristiği olarak görünmektedir” şeklinde bir tespit var. Ahtapotların beyninde hiç kemik bulunmuyor, beyinleri boğazlarının etrafında sarılı şekilde. Sinir hücrelerinin ise beşte üçü kollarında yer alıyor. Bizimkine benzeyen bir zekânın, bize bu kadar benzemeyen bir canlıda görülmesi oldukça şaşırtıcı. Chicago Üniversitesi’nden nörobilimci Cliff Ragsdale, ”Ahtapotlar ve akrabaları, omurgalılar dışında, gelişmiş zekâya sahip beyin oluşumuna tek örnektir” diye açıklıyor. Ahtapot avcılığı Ahtapot avı da tıpkı kalamar ve sübye avcılığına benziyor. Tekne ile av mahalline gelindiğinde tekne akıntıya, o ltalar d a s uya b ırakılıyor. A htapot y emi gördüğü zaman kollarını açarak yemin üzerine kapaklanıyor. Yakalanan ahtapot kepçe veya kafadan tutularak tekneye alınıyor. Hemen boş bir naylon çuvala koyup ağzını iple bağlayarak kapatmak gerekiyor, aksi takdirde ahtapotu teknede zaptetmek zor olabiliyor. Ayrıca teknenin herhangi bir yerine yapışmasına da izin verilmemeli. Türkiye’de ve dünyada yapılan ahtapot avcılığında çok çeşitli yöntemler kullanılıyor. Bunlar dalarak, ahtapot çaparisi, ahtapot çömlekleri, tuzaklar, kapanlar, zıpkın, pinterler ve ağlarla yapılan avcılık yöntemleri olarak sıralanabilir. Ahtapot, trol ve uzatma ağlarında tesadüfi av olarak da çıkabilir. Ahtapotun sağlığımıza faydaları Buharda, fırında, az yağlı ya da haşladıktan sonra lezzetlendirdiğiniz ahtapotun besin değeri çok yüksek, ayrıca kalorisi de düşük. 100 gr çiğ ahtapot 80 kalori. Eğer siz bol yağda kızartırsanız kalorisini artırmış olursunuz. 100 gr ahtapot tükettiğinizde 15 gr protein alırsınız ve günlük protein ihtiyacınızın yüzde 30’unu karşılamış olursunuz. Ahtapot yağında yüksek miktarda omega 3 bulunuyor. Yapılan araştırmalarda özellikle EPA ve DHA oranının ahtapot yağlarında çok yüksek olduğu tespit edilmiş. EPA ve DHA yağ asitleri sağlıklı kalp ve yaşamı destekliyor ve bu nedenle sağlığımız için çok önemli. Demir oranı yüksek olan ahtapotun 100 gramı, günlük ihtiyacımızın yaklaşık yüzde 30’unu karşılıyor. Oksijeni hücrelere ve hayati organlara taşıyan demir hücre gelişimi için büyük önem taşıyor. Selenyum zengini ahtapotun 100 gramı günlük ihtiyacımızın yarısından fazlasını karşılıyor. Sindirim esnasında protein metabolizması için önemli olan selenyum antioksidan özelliğine sahip. Bu sayede serbest radikallerin hücrelerimize zarar vermesini engelliyor ve kanserden korunmaya yardımcı oluyor. B12 zengini ahtoptun 100 gramı günlük ihtiyacımızın fazlasını sağlıyor. Yeni kan hücreleri oluşumunu ve günlük beyin fonksiyonlarını destekleyen vitaminin fazla alınmasının vücudumuza bir zararı yok. AHTAPOT PİŞİRME YÖNTEMLERİ Ahtapot yumuşatılıp pişirildikten sonra çok farklı şekillerde servis edilebilir. Meze hazırlayabilir, salata ve makarnada kullanabilir, güveç veya sote olarak tüketebilirsiniz. Ahtapotu dondurmak kolaylıkla yumuşamasını sağlar. Günümüzde ahtapotu yumuşatmak için dövmek yerine derin dondurucuda bekletmek tercih edilmeye başlandı. Eğer dondurmak istemiyorsanız ahtapotun etini yumuşatmanız gerekir. Bunun için tahta tokmakları kullanın. Et yaklaşık 40-50 kez tahta tokmakla vurularak yumuşatılabilir. Yumuşattığınız ahtapotun bacaklarını birbirine sürterek temizleyin. Sonrasında bıçağı başının altında bulunan açıklıktan sokun ve içini temizleyin. Başının temizliği yumuşatma öncesinde de yapılabilir. Baş kısmında yer alan iç organların hepsini çıkarın ve bol su ile yıkayın. Gövdenin ortasındaki dişleri de bıçakla kesin. Bacakların arasına küçük kesikler atarak etin daha iyi pişmesini sağlayabilirsiniz. Kesiklerin ardından ahtapotu 2 saat sirkeli suda haşlayın. Vantuzlarla ayıklamak isterseniz haşlandıktan sonra ayıklayın. Sirkeli su sayesinde şimdi kolayca temizlenebilir duruma gelmiştir. Ayırdığınız vantuzları söğüş ya da kavurma olarak kullanabilirsiniz. Ahtapotu dövmek yerine temizleyip yıkadıktan sonra süzün ve poşete koyarak buzlukta bekletin. Dinlenen ahtapot pişirmeye hazır hale gelir. Eğer pişirilecek ahtapot daha önce temizlenip dondurulmuş ise hiçbir işlem yapmadan direkt haşlayabilirsiniz. Ahtapot haşlama süresi de önemli. Kaynayan suya attığınız ahtapotu 15 -20 dakika sonra çatal yardımıyla yumuşaklığını kontrol ederek pişip pişmediğine karar verebilirsiniz. Yaklaşık 20 dakikada ahtapot pişer. Haşlama suyuna sirke ve defneyaprağı eklemek, pişerken çıkacak kokuyu gidermek için kullanılır. BİLİMSEL ADI Octopus vulgaris cuvier AVRUPA’DA BİLİNEN ADI Octopus BULUNDUĞU DENİZLER Marmara, Ege ve Akdeniz Yaşam Süresi 12-24 ay Türlerine göre değişiklik gösterse de bilimsel olarak kabul edilen genel ahtapot boy ve ağırlığı MİNİMUM BOY m Minimum Ağırlık 450 gr Maksimum Boy 10 m Maksimum Ağırlık 10 kg 27 / 2018 beef&fısh Düşmanı Ahtapot Olan Kabuklu Deniz Canlısı bulmaca cevapları en iyi cevabı 7 harfleridir. Bulmaca Cevap ve İpucu Bulmaca Düşmanı Ahtapot Olan Kabuklu Deniz Canlısı Diğer bulmaca ipuçlarını araBir cevap bulun veya sahip olduğunuz harflerden bir kelime oluşturun. Eksik olan her harf için bir nokta yazın. Örneğin, ".la.. arama sorgusu 'Olağanüstü' gibi sonuçlar üretir Diğer kullanıcılara yardım etDaha iyi bir cevap biliyorsanız, Buraya Tıkla "ıstakoz" ayrıca aşağıdaki bulmaca de cevaplıyor Bu kelime için hala 9 tanımımız var! Suda Yaşayan,sevilen,beyaz Eti Için Avlanan,iri Bir Böcek Suda Yaşayan, Sevilen, Beyaz Eti Için Avlanan, Iri Bir Böcek Denizlerde Yaşayan Eti Yenen Kabuklu Suda Yaşayan, Beyaz Eti Için Avlanan Bir Böcek Ahtapotun Azılı Düşmanı Olan Kabuklu Deniz Canlısı Süngerbobdaki Kaslı Larry Bu Hayvan Türüdür Tokasız Sözünün Anagramı Kıskaçlı Deniz Canlısı Yengece Benzeyen, Eti Lezzetli, Iri Su Canlısı Mavi Kanlı, Kabuklu Deniz Canlısı Benzer bulmacalar Bu bulmacayı daha önce çözmüş olan kullanıcılar, bu 25 bulmacalara ilgi duymuşlardır. Ahtapotun Azılı Düşmanı Olan Kabuklu Deniz Canlısı Günümüz Ahtapot Ve Kalamarlarına Akraba Olan Soyu Tükenmiş Kafadan Ayaklılar Cinsi Ahtapot, Kalamar Gibi Hayvanların Ortak Adı İskandinav Mitolojisinde Dev Ahtapot Başka Hayvanların Şeklini Alabilen Ahtapot Cinsi Büyük Kabuklu Deniz Hayvanlarını Avlamakta Kullanılan, Ince Dallardan Örülmüş Kapan Kabuklu Deniz Hayvanlarını Avlamakta Kullanılan Ağız Kısmı Demirden Ağ Kabuklu Deniz Hayvanı Da Ahtapota Benzeyen, Kabuklu Bir Deniz Canlısı Midye Ile Kafiyeli, Çift Kabuklu Deniz Yumuşakçası Kokteyli De Yapılan Kabuklu Bir Deniz Canlısı Kabuklu Deniz Mahsulünün Seyyar Satıcısı Cipsi De Yapılan Kabuklu Deniz Hayvanı İçinden Inci Çıkabilen Kabuklu Deniz Hayvanı Pembe Renkte Kabuklu Bir Deniz Canlısı Midyeye Benzeyen Kabuklu Bir Deniz Mahsulü 10 Ayaklı, Eklemli, Kabuklu Gövdeli, Deniz Canlısı Mavi Kanlı, Kabuklu Deniz Canlısı Yüzme Bilmeyen Kabuklu Deniz Canlısı Bu Ağ, Kabuklu Deniz Hayvanlarını Avlamak Içindir Bir Halk Düşmanı”, “Hortlaklar”, “Yabanördeği” Gibi Tiyatro Oyunlarıyla Ünl Can Düşmanı Şirinler’In Baş Düşmanı Temel Reis'in Baş Düşmanı Düşmanı Kılıçtan Geçirme 7 harfli kelimeler Hala Düşmanı Ahtapot Olan Kabuklu Deniz Canlısı cevabını bulmak için yardıma ihtiyacınız var mı? 7 harfli kelimeler Saadetlu Sabelik Sabrican Sabropel Sabriye Sabunotu Sabibor Sabiri Sacellum Sacyani Sadelevh Sadelik Sadeyağ Sadriye Sadullah Sadidel Safayih Safravi Safriye Sagaris Sagital Sahalin Sahanlik Sahariç Sahavil Sahniş Sahrtavs Sakallik Sakangur Sakankur Son Bulmacalar Adotta un Animale Popüler kelimeler Zeki hayvanlar grubunun içine giren denizlerin gizemli yaratıkları kafadan bacaklılardan Ahtapotların çok ilginç özellikleri ve yaşamı hakkında geniş bir yazı hazırladık. Denizlerin zeki ve gizemli yaratığı Ahtapotların bilinmeyen özellikleri nelerdir? Ahtapotların her kolu nasıl ayrı ayrı çalışabiliyor? Ahtapotlar kendilerini nasıl savunur? Mürekkep balığı ile Ahtapot aynı türden mi? Ahtapotlar renk değiştirir mi? Ahtapotlar neden mürekkep salar? Ahtapotlar zehirli mi? Ahtapotlar nasıl ürer? sorularının cevabını bulabileceksiniz. Denizlerin zeki ve gizemli yaratığı Ahtapotların bilinmeyen özellikleri Kafadan bacaklılar yani Cephalopodlar gerek tür çeşitliliği ve bollukları gerekse besin kalitesi açısından denizlerde balıklardan sonra en yoğun işletilen grubu oluştururlar. Mürekkep balığı, kalamar, ahtapot octopus, notilus sedefli deniz helezonu en çok bilinen kafadan bacaklılardır. Deniz canlıları içinde, yüzgeçleri olmayan, beyinleri gelişmiş zeki hayvanlar içinde Ahtapotlar, özellikle bir anda renk ve şekil değiştirmesi ile ünlüdür. 1 metreye ulaşan boylarıyla, kısa ve yuvarlak yapıda olan Ahtapotlar, gelişmiş 2 göze sahiptir. Mantolarının üzerinde yüzgeci olmayıp, boşluklarında bulunan solungaçlarıyla solunum yapar. Manto tüm iç organları koruyan bir yapıdadır. Mantonun içerisinde Ahtapotlar da ikişer böbrek, solungaç bulunmaktadır. Kimilerine göre 3 kalp kimileri ise 3 parçalı kalbi olduğunu söylenmektedir. Ahtapotun en önemli savunma mekanizması olan mürekkep kesesi de bu bölümde bulunmaktadır. Solungaç lamelleri 7-11 sıralıdır. Erkeklerin 2. çift dorsal kollardaki vantuz boyları, diğerlerine oranla oldukça iri olabilmektedir. Başlarının çevresinde 8 uzun güçlü bacakları vardır. Erkeklerde bu kollardan birisi cinsel organ olarak görev yapar. Bu değişikliğe hektokotil olarak isimlendirilir. Ahtapotu ters çevirip bakıldığında tam ortada kuş gagasını andıran sert, koyu renkli ve kesici ağzı görülür. Ahtoputun yumurtaları ise sanki üzüm salkımı gibi bir görüntü oluşturur. Dış çevresi kapsülle korunarak bir taşa yada dibe bağlı şekilde durur. Ahtapot bu yumurtaları canı pahasına korur. Çıkan yumurtadan minik ahtapotlar, aynı annelerine benzerler. Yavrular minik olmasına rağmen tıpkı büyükleri gibi, sinir sistemlerindeki kasılmayla seri şekilde renk değiştirme ve bulunduğu ortama ayak uydurma becerisine sahiptir. Deri altındaki kromatofor hücreleri sayesinde ortama çok iyi uyabilmektedir. Renk değişimi çok kısa sürede beyaz, gri-sarı veya benekli olmakla birlikte, çıkıntılı bir yapıya dönüşebilmektedir. Ahtapotlar tekne üzerinden, ahtapot salası’ denilen bir oltayla yada zıpkınla yakalanmaya çalışılır. Oltanın üzerinde ses çıkartan metal, plastik ve rengarenk sahte balıklar bulunmaktadır. Ege ve Akdeniz mutfağında çokça salata, kızartma ve yahnisi yer almaktadır. Denizlerin zeki ve gizemli yaratığı Ahtapotların bilinmeyen özellikleri Ahtapot fotoğrafları Türkiye de güney sahilleri özellikle Ahtapot kızartmasını seviyor Ahtapotların özellikleri Ahtapotlar savunma stratejileri, oyunculukları ve kamuflaj yetenekleri ile kuşkusuz denizlerin en zeki yaratıkları arasında. Her zeki canlı gibi onlar da farklı kişilikler sergiler Bir okyanus canlısı olan ahtapot kafadan bacaklıdır. Soğana benzer bir kafası, sekiz kolu ve üç kalbi vardır. Kanı, demir yerine bakır içeren mavi renkli protein nedeniyle, mavidir. Saldırı anında kendini korumak için mürekkep fışkırtır, kemiği olmadığı için daracık yerlere girip çıkabilir. Çok da zekidir, araç gereç kullanabildiği gözlenmiştir. Ahtapot octopus Yunanca’da “sekiz kollu” anlamına gelir. Bu kollar, ahtapotun aynı anda birbirinden farklı işler yapabilmesini sağlar; sanki her bir kolun kendi aklı vardır. Hatta sinir hücrelerinin üçte ikisi kafasında değil, kollarındadır. Dokunma duyusu mükemmeldir. Kollarında bulunan vantuzlar sayesinde dokunduğu şeyin tadını alabilir. Derisi dokusu ve rengi saniyeler içinde değişir Kaliforniya Üniversitesi biyoloji profesörü Roy Caldwell’e göre kollarında bulunan çok miktarda sinir hücresi ahtapotun hareketlerini ve dış görünüşünü belirliyor. Mesela insan, eklemlerinden dolayı yeterince esnek değildir ve hareketleri kısıtlıdır. Oysa sinir hücreleri sayesinde ahtapotun hiçbir sınırı yoktur ve birkaç saniye içinde derisinin dokusunu ve rengini değiştirebilir. 1980’lerden beri ahtapotları araştıran Lethbrigde Üniversitesi psikoloji profesörü Jennifer Mather ise, ahtapotların sinir hücrelerinin bir kısmının plan yapmaya yaradığını düşünüyor. Bu düşüncesi, sıcak denizlerde yaşayan ve açılmış hindistan cevizi kabuklarını zırh gibi kullanmak üzere taşıyan Coconut ahtapot Amphioctopus marginatus ile ilgili gözlemlere dayanıyor. Burada önemli olan, ahtapotun kabukları bulduğu gibi içine yerleşmesi değil, onları bir yerden başka bir yere taşıması ve ihtiyaç duyduğunda kullanması. Ahtapotun kollarında çift sıra vantuz bulunur ve mürekkep kesesi mevcuttur. Mürekkep tehlike anında manto içerisine alınan suyun sifon tarafından dışarıya verilmesi sırasında sifonun yarattığı tazyikli su ile karıştırılır ve ortama bırakılır. Ahtapotun yaydığı mürekkep ortamın görüş özelliğini kısıtlamakla birlikte, alkoloid içeriği ile düşmanın koku alma organlarını kısa süre etkisiz hale getirme özelliğine sahiptir. Dünya denizlerinde ılıman ve tropik bölgelerde dağılım gösterirler. Türkiye’de Ahtapot, Akdeniz, Ege ve Marmara’da yoğun olarak bulunurlar. Denizlerin zeki ve gizemli yaratığı Ahtapotların bilinmeyen özellikleri Yavru Ahtopot Ahtapotlar nasıl ürer? Kıyısal bentik bir canlı olan Ahtapot Octopus vulgaris 0 ile 200 m derinliklere kadar bir yayılım gösterir ve üreme amaçlı mevsimsel göç yaparlar. Eşeyli üreme gösteren bu türde çiftleşme esnasında erkek dişiye yaklaşarak, dişinin ağız üzerine oturduğu bir sırada hektokotilize olmuş kolunu dişinin manto boşluğuna uzatarak spermlerini bırakır. Dişiler spermleri 10 ay muhafaza edebilmektedirler. Hatta erginleşmemiş dişilerde spermleri muhafaza ederek ergin birey olduklarında kullanabilmektedirler. Döllenme gerçekleştiğinde dişiler yumurtlamak için güvenli bir yuva bulurlar. Çünkü yumurtaların rahatsız edilmeyecek sağlam bir yuvaya bırakılması gerekmektedir. 12-13 cm manto boyuna sahip bir dişi ahtapot 130 bin ile 250 bin arasında bentik yumurta üretebilmektedir. Bu sayı bazen 400 bine de çıkabilir. Döllenen yumurtalar ovaryumdan salgılanan iki sıvı ile birlikte ovaryumdan atılır. Dişi ahtapot bu yumurtaları güvenli bulduğu yuvanın tavanına yapıştırır. Daha sonra yuvanın güvenliğini sağlamak için tüm çatlak, delik ve yarıkları topladığı küçük taş ve kabuklarla kapatır. Çoğu zaman yuvanın ana girişi de aralarında su akımının geçebileceği büyük taşlarla kapatılır. Yavrular yumurtadan çıktıktan sonra anne genellikle ölür ve yavrular yuvayı terk eder. Yavrular yumurtadan çıkış sonrası pelajik ortamda bulunup 40 günün sonunda bentik bölgeye yerleşirler. Yumurtadan çıkan yavruların gelişme oranı incelendiğinde ilk gün gr ile gr ağırlığa sahip bireylerin 90 gün sonunda 39 gr ağırlığa ulaştığı, 135 gün sonunda 5 cm manto büyüklüğünde olduğu ve 12-15 ay sonunda erkek bireylerin kg, dişi bireylerin 2 kg’a ulaştığı tespit edilmiştir. Denizlerin zeki ve gizemli yaratığı Ahtapotların bilinmeyen özellikleri Denizlerin en zeki canlılarından biri Ahtapot’dur Ahtapotun beyni var mı? Ahtapot ve mürekkep balığı gibi kafadan bacaklıların sinir hücreleri yoğun bir küme gibidir ve merkezi bir beyin işlevi görür. Yumuşakçalar arasında benzersiz olan bir diğer özellik ise bu merkezde bulunan iki bölgenin bellek olarak evrilmiş olmasıdır. Yani, beyinlerinde, öğrenmeye yarayan bölümler vardır. Bu, insanlarda da olan bir özellik, fakat beyin yapımız çok farklı. Tropikal mercan resifleri, dünyadaki en karmaşık canlı ortamıdır; birbirinden tümüyle farklı olaylara sahne olur. Bu ortamlarda barınan çok sayıda yırtıcının değişik avlanma yolları mevcuttur. Böyle bir ortamda yaşıyorsanız ve eğer bir zırhınız da yoksa hayatta kalmak için aklınızı kullanmanız gerekir. İşte aklını kullanacak şekilde evrimleşen ahtapot, yırtıcılara av olmaktan kendini kurtarabilmiş. Ahtapotlar oyunu sever Lethbrigde Üniversitesi psikoloji profesörü Jennifer Mather ve biyolog Roland Anderson, birlikte yürüttükleri bir çalışmada, 8 adet Kuzey Pasifik dev ahtapotunu Enteroctopus dofleini ayrı haznelere yerleştirdi. Her haznede yüzen bir ilaç şişesi vardı. İlk önce ilaç şişesini ağızlarına götürdüler ama sonra suyu hareket ettirerek şişeyle oynamaya başladılar. Şişe haznenin diğer ucuna gidip geliyordu. Mather’in gözlemine göre, ahtapotlar, canı sıkılan çocuklar gibi top sektiriyordu. Bir anlamda, toptan kurtulmaya değil, onunla ne yapılabileceğini anlamaya çalışıyorlardı. Ahtapotlar zeki hayvanlar Zeki hayvanlar, kişilik özellikleri gösterme eğilimindedir ve belirgin uzun süreli davranışsal özellikleri vardır. Mesela, Caldwell’in laboratuvarındaki bir Pasifik ahtapotu, ne zaman Caldwell cama yaklaşsa mürekkep fışkırtıyor. Bunu diğer laboratuvar çalışanlarına genelde yapmıyor. Aynı türden olan diğer ahtapotlarla ise bu olay yaşanmıyor. Mürekkep fışkırtmak bir savunma mekanizması olduğuna göre, Caldwell bu durumu şöyle açıklıyor “Ahtapot beni çevresinde görmek istemiyor!” Peki, bu ahtapotun zekâsına dair bir işaret mi? Caldwell’e göre, rahatsız oluşunun bir göstergesi. Mather’in ise farklı bir yorumu var. Sinir sistemi ne kadar karmaşıksa, kişilik özellikleri o kadar farklılaşıyor. Bir hayvan ne kadar zekiyse, çevresinde gördüğü çeşitliliği kullanma biçimi farklılaşıyor. Ahtapotlar yiyeceklerini dokunarak tadıyor 2020 yeni bir araştırmaya göre ahtapotlar avla- rını yemeden önce kollarıyla dokunarak tadabiliyorlar. Ahtapot kolları, dokunma ve tat sinyalleri- nin sinirsel olarak işleyen hücrelere sahip vantuzlarla kaplıdır. Zeki Ahtapotların genellikle oyuk ve yarıklarda neredeyse karanlıkta avlandıklarını belirten araştırmacılar, bu tatma işlevinin bir hayvanın yemek için uygun mu yoksa zehirli mi olduğunu belirlemeye imkan verdiğini ifade ediyor. Harvard Üniversitesi’nden araştırmacıların çalışmasında ahtapotların vantuzları mikroskobik olarak ve moleküler düzeyde incelendi ve tipi bazılarının dokunmaya, diğerlerinin sudaki kimyasalların “tadına” tepki verdiğini tespit etti. Ayrıca, vantuzlardaki hücrelerin duyu hücrelerine reseptör benzer yapıda olduğu görüldü. Vantuzlardaki tat ve dokunma reseptörleri- nin ne kadar hassas ol- duklarını test etmek için hücrelerin elektriksel aktivitesini ölçen araştırmacılar, hücrelerin klorokin gibi suda çözünür kimyasalların yanı sıra kimi potansiyel avların salgıladığı zehirler gibi suda iyi çözünmeyen kimyasallara da tepki verdiğini belirledi. Ayrıca Bakınız Dünyanın en az uyuyan memeli hayvanı Filler olduğu tespit edildi Zeki bir hayvan Her gün dükkandan cips aşıran Martı Steven Seagull Dünyanın en hızlı dövüş tekniklerine sahip hayvanlar Dünyanın en tehlikeli ve öldürücü hayvanları hangileridir? Dünyanın en hızlı koşan hayvanı Çitaların nesli tükenmekte! Kaynaklar ve Dış Bağlantılar Kafadanbacaklılar familyasının ahtapot, kalamar gibi üyelerini yakından tanıyoruz. Ama ailenin bir üyesi var ki bilim insanlarına göre zekayı anlamanın sırrını onlar saklıyor. Haber Giriş Tarihi 1208 Akvaryumlarda ve kapalı havuzlarda yaşayan mürekkep balıkları, yemek yerken bir eğlenceye ihtiyaç duyuyor. Tıpkı birçoğumuzun yemeğe başlamadan önce kumandanın düğmesine basıp en sevdiği dizinin son bölümünü başlatması gibi, mürekkep balıklarının da biraz harekete ihtiyacı var. Mürekkep balıkları etçiller ve balık, karides gibi türlerle besleniyorlar. Doğada avları canlı halde olduğundan, hareket de kendiliğinden geliyor. Ancak kapalı alanlarda yaşayan mürekkep balıklarının iştahının açılması için birilerinin karidesleri bir çubuğun ucuna takıp dans ettirmesi gerekiyor. İşin asıl heyecan verici kısmı da burada başlıyor. Mürekkep balıkları karidesi dans ettiren çubuğun diğer ucunda bir insan olduğunu zamanla öğreniyor ve bir insan figürü akvaryuma yaklaştığı anda yemek zamanının geldiğini anlayıp hareketlenmeye başlıyor. Minnesota Üniversitesi'nde mürekkep balıklarının görme duyuları üzerine çalışan Biyolog Trevor Wardill, "İçeri bir insan girdiği anda hepsi akvaryumun ön tarafına yüzüp 'Bana yemek ver' diyor" diye konuşuyor. YEMEK ZAMANINDA GELMEYİNCE SİNİRLENİYORLAR Sekiz kısa bacakları iki de uzun duyargaları olan mürekkep balıkları uzaktan bakıldığında ışıldayan büyük yumurtalara benziyor. Bir de su püskürtmelerine yarayan ve sifon adı verilen organları var. Mürekkep balığının yemek beklentisini karşılamayan insanlar bu sifonlardan püsküren suyun hedefi olabiliyor. Cambridge Üniversitesi'nden karşılaştırmalı psikoloji uzmanı Alexandra Schnell, daha önce birkaç kez yiyecek vermekte geciktiğinde üzerine su püskürtüldüğünü hatırlıyor. Bu da araştırmacıların bu hayvanlarla ilgili enteresan bir sonuca ulaşmasını sağlıyor Mürekkep balıkları karakter sahibi hayvanlar. Ancak maalesef akrabaları olan ahtapotlar ve kalamarlar kadar iyi tanındıklarını söylemek zor. Hatta mürekkep balıkları üzerine çalışan bilim insanlarından bazıları bile bu hayvanlarla çok geç tanışmış. Örneğin Columbia Üniversitesi'nde görev yapan nörobilimci Tessa Montague, mürekkep balıklarıyla yüksek lisans çalışmaları sırasında bir akvaryum ziyaretinde tanışmış. Montague, "Ahtapotlar birçok çocuk kitabının kahramanlarındandır ama mürekkep balıklarının adını bile duymayız" diyor. ÜÇ KALP, YEŞİL KAN, OLDUKÇA BÜYÜK BİR BEYİN Montague, Massachusetts'in Woods Hole şehrinde Deniz Biyolojisi Laboratuvarı'nda "kafadan bacaklılar gurusu" olarak nitelendirdiği Bret Grasse'ın bir konferansını dinledikten sonra hayatının değiştiğini de şu sözlerle anlatıyor "Üç kalpleri olduğunu, kanlarının yeşil aktığını ve omurgasız hayvanlar arasında en büyük beyinlerden birine sahip olduklarını söyledi. Üstelik kaybettikleri organlarını yeniden geliştirebiliyorlar ve kamufle olabiliyorlardı. 30 saniye içinde bütün hayat planımı yaptım. Öğle yemeği arasında Grasse'ın bu hayvanları ürettiği tesise gittim. Bilim dünyasındaki geleceğim gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçti. 'İşte bu' dediğimi hatırlıyorum, 'Uzun zamandır aradığım şey bu'." Bu aydınlanmanın ardından Montague da mürekkep balıklarının kamuflajdan avlanma hızına nice büyüleyici özelliğini inceleyen bilim insanları arasına katılmış. İYİSİNİN GELECEĞİNİ BİLDİĞİNDE, KÖTÜ YİYECEĞİ YEMİYOR Son yıllarda mürekkep balıklarının bilişsel kapasitelerine odaklanan birçok bilimsel makale yayımlandı. Örneğin ünlü marshmallow testinin bir benzeri de bu hayvanlar üzerinde yapıldı ve ilginç bir sonuç elde edildi. Mürekkep balıkları gelecekte daha iyi, daha lezzetli yiyecekler geleceğini düşündüklerinde, kendilerine verilen basit yiyecekleri reddediyor. Bunu yapan tek hayvanlar mürekkep balıkları değil elbette. Şempanzelerden kargalara birçok hayvan da benzer davranışlar sergiliyor. Ancak mürekkep balıkları ile bu hayvanlar arasındaki evrimsel mesafe düşünüldüğünde, bazı bilim insanları, bu 10 kollu canlıların, bu zihinsel becerilerin evrimini anlamada kilit rol oynayabileceğine inanıyor. Mürekkep balıkları tür olarak insanlardan çok böceklere yakınlar. Vücutlarında kemik bulunmuyor. Sadece içi havayla dolu bir iç kabukları var ve bu kabuk sayesinde suyun dibine çökmeden hareket edebiliyorlar. Kanlarındaki oksijen hemoglobin yerine hemosiyanin ile taşınıyor. Bu nedenle bizim gibi kırmızı değil mavi-yeşil tonda bir kana sahipler. En küçükleri 2,5 santimetre kadar, en büyükleri ise 60 santimetreyi geçebiliyor. Birçok tür tek başına yaşıyor. Dünyanın tüm denizlerinde karşımıza çıkabiliyorlar. DAHA YUMURTA AŞAMASINDA ÖĞRENMEYE BAŞLIYORLAR Laboratuvarlarda özellikle Sepia officinalis türü mürekkep balıkları üzerine çalışmalar yürütülüyor. Örneğin Deniz Biyolojisi Laboratuvarı'nın deneyimli uzmanlarından Roger Hanlon ve çalışma arkadaşları, yaklaşık 40 yıldır her sene Sepia officinalis üretiyor. Laboratuvarda üretilen binlerce mürekkep balığı bugüne kadar çok sayıda makaleye konu oldu. Mürekkep balıkları birçok ahtapot ve kalamarın aksine bir larva aşamasına sahip değil. Yetişkin hallerinin minyatürü olarak doğuyor ve değişmeden büyüyorlar. Bu sayede beslenmeleri ve bakımları da daha kolay oluyor. Yukarıda da dediğimiz gibi mürekkep balıkları tüm omurgasızlar arasında en büyük beyne sahip olan türlerin başında geliyor. Fransız araştırmacı Ludovic Dickel ve ekibi, bu hayvanların öğrenmeye daha yumurtadayken başladığını keşfetti. Yumurta aşamasında şeffaf duvarlı akvaryumlarda tutulan mürekkep balıkları komşu akvaryumlarda bulunan av hayvanlarını görebiliyor ve yumurtadan çıktıkları andan itibaren daha önce görmüş oldukları avları tüketmeye eğilimli oluyor. Yumurtadan çıktıktan kısa bir süre sonra avlanmaya ve kendilerini kamufle edip kolayca saklanmaya da başlıyorlar üstelik... DERİLERİ İNANILMAZ ÖZELLİKLERE SAHİP Hanlon'a göre, bir mürekkep balığının en büyüleyici özelliği derisi. Bu deri milyonlarca küçük kırmızı, sarı ve kahverengi pigment kesesini saran kaslardan ve sinirlerden oluşuyor. Kaslar kasıldığında keseler düzleşip, piksel benzeri renkli disklere dönüşüyor. Her bir kasılma farklı bir görüntü ortaya çıkarıyor. Deride pigment tabakasının altında beyaz ışığın dağılmasını sağlayan yapılar ile mavi ve yeşil reflektörler bulunuyor. Mürekkep balığı kayalar ve yosunlardan oluşan bir bölgede yüzerken, nöronlar harekete geçiyor, kaslar kasılıyor ve mürekkep balığı bir anda arka planın renkleri arasında kayboluyor. Üstelik papilla adı verilen pütürleri sayesinde çevresindeki varlıkların dokularını bile taklit edebiliyor. Deri altındaki papillalar küçük şemsiyeler gibi açılıyor ve çeşitli çıkıntılar oluşturuyor. Wardill'in tahminine göre her bir papillada insanın bir parmağına denk sayıda kas ve sinir bulunuyor. Wardill, "Bir şeyden binlerce parmak çıktığını hayal etmeye çalışın. İnanılmaz. Şaka yapmıyorum, gerçekten bu kadar karmaşık" diyor ve ekliyor "Ve tamamen yumuşaklar. Hiç kemik yok." RENKTEN RENGE GİRİYOR AMA RENKLERİ GÖRMÜYOR Mürekkep balığı bir balığın yanından hiç fark edilmeden geçip organlarını bir anda açarak avını hapsedebiliyor. Yunus ya da köpek balığı gibi bir avcıyla karşılaştığında da yosunların arasına girip fark edilmez oluyor. Bu kamuflaj becerisi, mürekkep balıklarının renk körü olduğu düşünüldüğünde daha da inanılmaz bir hal alıyor. 1996 yılında Justin Marshall ve John Messenger, mavi ve sarı damlacıklardan oluşan bir zemin üzerine yerleştirdikleri mürekkep balıklarının tamamen nötr bir renk aldığını ve iki renk arasındaki farkı anlayamadığını ortaya koydu. Bunun sebebi mürekkep balıklarının değiştiklerinde rengi algılamıyor olması olarak açıklandı. Bunun yerine mürekkep balıkları çevrelerinden yansıyan ışığın yoğunluğunu hissediyor. Bu da hayatta kalmalarına yetecek kadar başarılı arka plan taklitleri yapmaları için yeterli. Tabii ki taklit yeteneklerinin çok keskin olduğunu söylemeye gerek yok. Avustralya'nın Queensland Üniversitesi'nde bir deniz biyoloğu olan Marshall, "Arka planı doğru taklit edemediklerinde öldüler" diye konuşuyor. ERKEKLER KENDİLERİNİ DİŞİ GİBİ GÖSTERMEYİ BAŞARDI Vücutlarının görünümünü kontrol edebilme becerileri, üreme süreçlerinde de oldukça etkili. Birçok mürekkep balığı tek başına yaşıyor. Üremek istedikleri zaman üçlü dörtlü gruplar halinde bir araya geliyorlar. Ancak 1990'ların sonunda Avustralya'nın Whyalla kasabasında yaşanan bir olay istisnalar olduğunu da gösteriyor. Kasaba halkının haber verdiği bilim insanlarının analiz ettiği olayda, yaklaşık 200 bin adet dev Avustralya mürekkep balığı kıyıda bir araya geldi. Erkeklerin sayısı dişilerden çok daha fazlaydı. Büyük erkekler eşlerini kaybetmek istemediklerinden diğer eş adaylarıyla kavgalara giriyorlardı. Ancak küçük erkekler bir şekilde üremenin yolunu buldular. Bir kollarını geri çekip diğer üç tanesini de dişi mürekkep balıklarına has bir şekilde kıvırıp kendilerini dişi gibi göstermeyi başardılar. Böylece büyüklerden dayak yemekten kurtuldular. Ardından spermlerini suya salıp birçok dişiyi hamile bırakmayı başardılar. Koşullara bunca başarıyla uyum sağlayabilen mürekkep balıklarının ömrü ise bir, en fazla iki sene. Ne kadar gelişmiş hayvanlar olsalar da maalesef çok fazla yaşayamıyorlar. Hanlon, "Ancak çoğu kafadanbacaklının yaptığı şey o kadar farklı ki insanların kafasını karıştırıyor" diyor. Üstelik sıra dışı özellikleri, yaşamın en uç noktalarına dair biraz merakı olan herkesin ilgisini çekiyor. Özellikle de karşılaştırmalı psikologların... ÇALI KARGASI KADAR ZEKİ OLABİLİRLER Mİ? Bunlardan biri olan Nicola Clayton, kariyerine, mürekkep balıklarını inceleyerek başlamadı. Cambridge Üniversitesi'nde profesör olan Clayton, geçmişte daha sonra yemek için yiyeceklerini saklayan çalı kargalarının olağanüstü davranışlarını inceliyordu. 1998 yılında kuşların, yiyecekleri saklamalarının üzerinden ne kadar zaman geçtiğini hatırlayabildiklerini ortaya koydu. Gelecek planları yapıyorlar, daha sonra acıkacaklarını düşünmeleri için hiçbir sebep olmayan yerlerde yiyeceklerini saklıyorlardı. Birçok hayvan bir düğmeye bastığında ya da parçaları yerlerine yerleştirdiğinde yiyecek veren mekanizmaları çalıştırmayı öğrenebiliyor. Ama çalı kargalarının davranışları bundan çok daha gelişmiş düzeyde. Şempanzeler ve diğer kargagiller ailesinin diğer birkaç üyesi dışında çok az hayvan çalı kargalarının sergilediği zihinsel potansiyele sahipler. Ancak mürekkep balıkları ve diğer kafadanbacaklılar, bu özelliğin test edilmesi açısından oldukça ilginç örnekler. Deniz biyologları mürekkep balıklarının ve ahtapotlarının avlandıklarında iki gün üst üste aynı rotayı takip etmediklerini keşfetti. Bunun üzerine bir karşılaştırmalı psikolog olan Christelle Jozet-Alves, bu hayvanların da tıpkı kargagiller gibi hafızaya sahip olabileceklerini ve geçmişte başlarına gelenleri yeniden tecrübe ediyor olabilecekleri fikrini ortaya attı. GÖRÜNÜŞE BAKILIRSA, EVET... 2013 yılında Jozet-Alves, Clayton ve bir meslektaşlarının yayımladıkları çalışma, Jozet-Alves'in teorisinin doğru olduğunu ortaya koydu. Bunun üzerine Clayton, Schnell ve diğer meslektaşları şu soru üzerine kafa yormaya başladı Mürekkep balıklarının gelecek ve yakın geçmiş algısı var mı? Gelecekte yaşanmasını muhtemel gördükleri şeyler hakkında karar verebiliyorlar mı? Ahtapotların zekası ve hesapçılığı insanları çok uzun zamandır hayrete düşürüyor. Örneğin bir ahtapotun Hindistan cevizi kabuklarını sırtlayıp, muhtemelen daha sonra araç olarak kullanmak üzere yuvasına götürdüğü anların videosu, YouTube'da 2 milyondan fazla kez izlendi. Kalamarlar da büyük beyinlere ve oldukça gelişmiş davranışlara sahipler. Ancak Schnell, mürekkep balıklarının kalamarlara kıyasla laboratuvarda daha kolay üretildiğini, ahtapotların ise araştırmacıyla iş birliği yapmayı sevmeyen burnu havada hayvanlar olduğu için birlikte çalışma anlamında tercih edilmediğini söylüyor. Schnell'in altını çizdiği bir diğer önemli nokta da "Houidini faktörü". 1800'lerin sonu 1900'lerin başında yaşayan ve "tarihin en büyük illüzyonisti" olarak anılan Harry Houdini'ye atıfla kullanılan bu ifadeyi Schnell şu sözlerle açıklıyor "Ahtapotlar kapalı yerlerden kaçma konusunda çok iyiler. Bir önceki gece akvaryumların kapaklarını ne kadar sıkı kapatırsanız kapatın, sabah laboratuvara geldiğinizde ahtapotları yerlerde dolanırken buluyorsunuz." Mürekkep balıkları söz konusu olduğunda böyle bir şeyin asla yaşanmadığını da ifade eden Schnell, "Belki de havayla dolu iç kabukları dar alanlardan sıkışıp geçmelerini zorlaştırıyordur" diye konuşuyor. KARİDES GELECEKSE YENGECİ KİMSE YEMİYOR Araştırmacılar, mürekkep balıklarının geçmiş tecrübelerine dayanarak geleceğe dair kararlar verip veremediklerini görmek için iki deney tasarladı. Sonuçları 2020'de yayımlanan deneylerde mürekkep balıklarına her sabah yengeç verildi. Geceleri ise bazı mürekkep balıklarına düzenli olarak yengece kıyasla daha çok sevdikleri karides yedirildi. Diğer mürekkep balıklarına ise ancak ara sıra karides verildi. İkinci gruptakiler yengeçleri yemeye devam ettiler. Sürekli karides yiyebilen gruptaki mürekkep balıkları ise bir noktada yengeçleri yemeyi bıraktı çünkü akşam saatlerinde daha çok sevdikleri yiyeceğin geleceğini öğrendiler. Karideslerin 48 saat aralıkla verildiği durumlarda bile, sürenin sonu yaklaştığında yengeçleri yemeyi bırakıp midelerinde karidesler için yer açıyorlardı. Schnell ve meslektaşları 2021 yılında bir başka makale daha yayımladı. Bu kez çocuklarda uygulanan ve kişisel nefis kontrolünü ölçen marshmallow testinin bir benzerini mürekkep balıkları üzerinde gerçekleştirdiler ve bu hayvanların sevdikleri yiyeceği yiyebilmek uğruna daha kolay ulaşabilecekleri yiyeceklerden feragat ettiklerini gördüler. Tayvan'da bulunan Ulusal Tsing Hua Üniversitesi'nden Chiao da 2020 yılında benzer bulgular elde etmişti. Chiao ve arkadaşlarının çalışmalarında, geçmişte daha küçük yiyeceği tercih ettiği için ödüllendirilen mürekkep balıklarının ilerleyen zamanda da daha küçük yiyeceği seçmeye devam ettiği ortaya çıkmıştı. BANA GELECEK PLANLARINDAN BAHSET, SEVGİLİ MÜREKKEP BALIĞI Bu araştırmalar mürekkep balıklarının nefislerini kontrol edebildiklerini ve geçmiş deneyimlerini hatırladıklarını gösteriyor. Bir sonraki aşamada bilim insanları, mürekkep balıklarının da çalı kargaları gibi gelecek bilinci olup olmadığını ve öngördükleri gelecek senaryolarına dair plan yapıp yapmadıklarını inceleyecek. Schnell, "Şempanzelerde ve kargagillerde yapılmış olan deneyleri mürekkep balıklarına uyarlıyoruz. Böylece 550 milyon yıl önce bu soydan ayrılmış olan hayvanların aynı kapasiteye sahip olup olmadığını göreceğiz" diye konuşuyor. Eğer bu kapasiteye sahip oldukları anlaşılırsa, mürekkep balıkları zekanın nasıl ve ne zaman evrimleştiği sorusunu aydınlatma konusunda önemli bir rol oynayacak. Kargagiller ve insanlar dahil bazı primatlar, geleceği planlama becerisine sahipler. Ancak görünen o ki bu beceri ortak bir atadan miras kalmadı, her türde ayrı ayrı gelişti. Hem primatlar hem de kargagiller karmaşık sosyal hayatlara ve öğrenmelerini sağlayan uzun ömürlere sahipler. Bu ortak noktalar biyologların hangi özelliklerin ya da çevresel koşulların zekayı bir organizma için iyi bir yatırım haline getirdiği sorusunu yanıtlamasını zorlaştırıyor. UZUN YAŞAMIYORLAR, SOSYAL DEĞİLLER, O ZAMAN NEDEN ZEKİLER? Mürekkep balıkları zeka araştırmalarına yeni bir boyut katıyor çünkü bu hayvanlarda zekanın tamamen farklı bir bağlamda gelişmesi gerekiyor. Clayton, "Kargagillerin aksine uzun zamanları yok. Yine kargagillerin aksine sosyal hayvanlar değiller" diyor ve ekliyor "Evrimin itici gücünün sosyal zeka olması çok düşük bir ihtimal." Ancak halen yapılması gereken çok sayıda test var. Mürekkep balıkları şempanzeler ve kargagillerle aynı becerilere mi sahip yoksa kapasiteleri çok daha kısıtlı mı orası belli değil. Ancak eğer becerileri benzer çıkarsa o zaman zekalarını uzun yaşamın ya da sosyal ilişkilerin değil, çok hassas ve kırılgan olmalarının bir sonucu olarak elde ettiklerini söylemek mümkün olabilecek. Mürekkep balıklarının ve diğer kafadanbacaklıların ataları eskiden oldukça sert dış kabuklara sahipti. Aradan geçen uzun sürede bu kabuklar ya tamamen ortadan kayboldu ya da mürekkep balıklarında olduğu gibi iç kabuklara dönüştü. Dahası kapalı alanlarda yaşayan münzevi ahtapotların aksine, mürekkep balıkları açık denizlerde yaşamayı seviyor. Schnell, "Mürekkep balıklarını kısaca okyanusta yaşayan diğer her şeyin ağzına layık birer protein topu olarak tanımlayabiliriz" diyor. Bu hareketli köftelerin hayatta kalmalarını sağlayan en güçlü koruma mekanizmaları da kamuflaj becerileri ve beyinleri gibi görünüyor. MÜREKKEP BALIĞI ÇALIŞMALARI DAHA DA YAYGINLAŞACAK Mürekkep balıkları karşılaştırmalı psikologların çalışmalarıyla daha fazla göz önüne gelirken, bilim insanlarının bu tür üzerinde çalışması da kolaylaşıyor. Massachusetts'te bulunan Deniz Biyolojisi Laboratuvarı'nda 2017 yılında başlayan ve Grasse'ın yürüttüğü bir proje kapsamında şu an beş farklı mürekkep balığı türü yetiştiriliyor. Burada amaç mürekkep balıklarını ve diğer kafadanbacaklıları laboratuvarlarda daha yaygın hale getirmek. Columbia Üniversitesi'nde ise Montague, araştırmacıların mürekkep balıklarının genlerini değiştirmesine yardımcı olacak araçlar geliştiriyor. Daha önce bu çalışmalar sadece fareler ve meyve sinekleri gibi türler üzerinde gerçekleştirilebiliyordu. CRISPR gen değiştirme teknolojisinin ilerlemesiyle, başka türlerin genleri üzerinde çalışmalar yapılması da olası hale geldi. Eğer Montague mürekkep balıkları için CRISPR araçları geliştirebilirse, bu kafadanbacaklılarla ilgili çalışmalarda bir çığır açılmış olacak. Montague, bu sayede mürekkep balıklarının çevrelerine nasıl baktıklarını ve bir saniyeden kısa süre içinde kendilerini ortama nasıl uydurabildiklerini anlamanın mümkün olabileceğini düşünüyor. Montague'nun amacı görsel mesajları beyne ve derinin dışına taşıyan nöronların ışıldamasını sağlayacak bir özellik geliştirebilmek. Eğer bu başarılı olursa bilginin ilerlediği yolun net bir haritası çizilebilecek ve ortam değişikliğinin mürekkep balıklarının sinir dünyalarını nasıl etkilediği anlaşılabilecek. Bu süreçte Montague sanatçılarla, tasarımcılarla ve bilim insanlarıyla çalışıyor. Farklı disiplinlerden gelen bu kişilerin ortak noktasının mürekkep balıklarının sırlarıyla büyülenmiş olmaları olduğunu belirten Montague, "Bu projede çeşit çeşit insan çalışıyor. Bu kadar keyifli olmasının sebeplerinden biri de bu" diye konuşuyor. New York Times'in "Did a Cuttlefish Write This?" başlıklı haberinden derlenmiştir. Cankurtaranlar Kalamar ve ahtapot ayni mi? İçindekiler1 Kalamar ve ahtapot aynı mı?2 Ahtapot nedir kalamar nedir?3 Kalamar tava sağlıklı mı?4 Kalamar hangi hayvandan yapılır? Kalamar ve ahtapot aynı mı? Türkiye sularındaki en yaygın bulunan türü Avrupa kalamarı veya Adi Kalamar olarak da bilinen Loligo vulgaris’tir. Kalamar yaygın inanışın aksine mürekkep balığı veya ahtapot değildir. Kalamar neye iyi gelir? – Protein ve mineraller yönünden zengin olduğu için, vücut direncini yükselterek, uzun süreli enerji verir. – Metabolizmayı hızlandırarak kilo vermeyi kolaylaştırmasının yanı sıra, beyin aktivesini destekler. – Bu son derece faydalı besin, aynı zamanda iyi bir iştah açıcıdır. Kalamar hayvanın neresi? Kalamar yaklaşık 300 farklı türü barındıran Teuthida takımında ve kafadanbacaklılar Cephalopoda sınıfında yer alan bir deniz canlısıdır. Kalamar, diğer kafadanbacaklılar gibi belirgin bir kafaya, çift taraflı simetrik bir yapıya, manto ve kollara sahiptir. Gözleri kafasıyla vücudunun tam ortasında yer almaktadır. Ahtapot nedir kalamar nedir? Ahtapotların sekiz bacağı vardır, ancak kalamar ve kesme balıkların on bacağı vardır. Ahtapotlar yumuşaktır, kalemlerde kıkırdak, mürekkep balıklarında kemikler vardır. Bir ahtapotun başı, top gibi yuvarlaktır. Kalamarlar ince. Kalamar ve ahtapot yemek caiz mi? Balık görünümündeki tüm canlıların yenilebileceği bununla birlikte midye, istiridye, salyangoz, ahtapot gibi hayvanların yenmesinin haram olduğu belirtiliyor. Kalamar yemek sağlıklı mı? İyi bir B 12 ve B6 vitamini kaynağı Vücudunuzun sinir sağlığı ve kan sağlığı için B 12’ye ve kalbinizi felçten korumak için B6 vitaminine ihtiyacı vardır. Bu, kalamar yemek için iyi bir neden sağlar çünkü kalamarın içinde bol miktarda bulunur. Selenyum ve E Vitamini Kalamar iyi miktarda selenyum ve E Vitamini içerir. Kalamar tava sağlıklı mı? 1 adet kalamar tava ise 30 kalori içerir. Bu nedenle kalamar tavayı aperitif olarak tercih etmek daha iyi bir seçimdir. Kalamar protein içeriği açısından da zengin bir besindir. Formunu korumak isteyenler kilo alma endişesi yaşamadan kalamar tüketebilir; ancak hazırlanan kalamarın az yağlı olmasına dikkat edilmeli. Begendili sübye nedir? Özellikle Ayvalık restoranlarının meze menülerinde yer alan beğendili sübye yapmak için; Sübyeleri ayıklanır, Ayıklanmış sübyeler şaraplı ve defneyaprağı eklenen suda haşlanır. Ardından kese gibi olan kısmına karides ve beğendi koyulur. Sütlaç sübye nedir? Sübye Nedir Boza koyuluğunda sıvı anlamındadır. Sütlaç yapımında kullanılan sübye ise, pirinçin boza kıvamında elde edilen sütüdür. Kalamar hangi hayvandan yapılır? Bilimsel olarak kalamar, ahtapot, sübye ve mürekkep balığı yumuşakçalardan kafadan bacaklılar sınıfındandırlar. Bu türler birbirlerinden hem görünüm, hem yapı hem de lezzet açısından tamamen farklıdırlar. Belirgin bir kafaya, çift taraflı simetrik bir yapıya, manto ve kollara sahiptir. Ahtapot kalamar farkı nedir? Kalamar hangi canlıdır? Kalamar, yaklaşık 300 farklı türü barındıran Teuthida takımını oluşturan uzunca, ovalimsi bedenli kafadan bacaklılar sınıfında yer alan bir deniz canlısıdır. Kalamar tıpkı ahtapot gibi büyük bir kafası olan ve bacakları kafasından çıkan bir deniz canlısıdır.

ahtapot kalamar gibi hayvanların ortak adı